31 Aralık 2010 Cuma

EVET KOCA BİR YIL DAHA BİTTİ

Neler geldi , neler geçti kimilerini yolcu ettik kimlere merhaba dedik ...

Bu sene benim için hem güzel hemde hesaplaşmalarla dolu bir yıl olarak geçti ...Hayatımı en çok etkileyen insanı annemi kaybettim ...Ne çok hesaplaşmıştım içimde affettim zannetmişim ama hala yaptığım çalışmalarda etkileri görülüyor ...Tamamen affetmeden kurtulamayacağım ...

İnsanlarla olan bağlarımı gevşettim koparmadım ama akışa bıraktım arada bi dizginleri geriyor kendimi hissettiriyorum kendimi ...

Şu anda bana bir masal anlat baba şarkısını dinliyorum ...Kimi yerinde içim sımsıcak bir sevgiyle doluyor ...Bana sevgiyle bakmayı öğreten adama sonsuz şükürlerimi sunuyorum ...Kimi yerinde dinlediğim şeylerin sadece masal olduğunu gösterdiği için içim acıyor ...Ama yinede alıp götürüyor beni sevgiye şefkate...

Bu gün faceste paylaştığım çalıkuşu şarkısı benim yeniden çalıkuşu romanını okuma zamanımın geldiğini hatırlattı ...Ne çok okudum ve izledim ancak yinede çevirip çevirip yeniden okurum hatta arasıra özlerim hatta hayret ederim bir erkeğin bir kadının duygularını bukadar güzel anlatmasına ...

Bu sene yeniden okumalıyım dediğim bir diğer kitapta yüzüklerin efendisi serisibayılmıştım 2kez okudum ...

Nermin Bezmenin kurt seyitleride çok hoş bir kez daha okumak isterim...

en okuyamadığım kitaplarsa kişisel gelişim kitapları alıyor ...Nedenini hala bulamadım bir değil bir çok nedni var ...
Mesela karmaşık anlatılması,yabancı yazarların türçeye çeviri hatarı gibi...

Bu sene kendime yeni bir giyisi dolabı ve yeni giyisiler yapmayı planlıyorum ...

İngilizce unuttuklarımı yeniden hatırlamak istiyorum ...

Kilo vermek istiyorum artık kesin kararlıyım fazla kilolarımdan kurtulacağım ...Pazartesi klasik gelsede rejime başlıyorum ...65 kilo olmak hedefim ...

Artık yeni yılda kendime koyduğum hedeflerime ulaşmak istiyorum ve kendime yalan söylemke istemiyorum ...Ben kendime saygı göstermeliyimki başkalarının da bana saygı duymaları kolay olsun...

en önemlisi artık hayatımda ertelemlerden kurtulmek istiyorum ...

Her ne yaşarsam yaşayayım bu sene ginede güzel geçti yenini yılda benim kendice hedeflerime ulaşma yılım olacak ...Kendimi seviyorum hatta hastasıyım ben bu kadının...


27 Aralık 2010 Pazartesi

Kahve Fincanı

Is yaşamında önemli yerlere gelmiş bir grup eski mezun arkadaş grubu üniversitedeki hocalarından birini ziyarete gitmiş. Çeşitli konular konuşulduktan sonra sohbet, isin yarattığı strese ve hayatin zorluklarına gelmiş.

Yaşlı üniversite hocası ziyaretçilerine kahve ikram etmek üzere mutfağa gitmiş ve değişik boy, renk ve kalitede birçok fincanın bulunduğu bir tepsiyle geri dönmüş.

Kimi porselen, kimi seramik, kimi cam, kimi plastik olan fincanları ve kahve termosunu masaya koyup kahvelerini oradan almalarını söylemiş. Tüm eski öğrenciler kahvelerini alıp koltuklarına döndüğünde hocaları onlara sunu söylemiş:

"Farkına vardınız mı bilmem, zarif görünümlü, güzel, pahalı fincanların hepsi alındı, masada yalnızca ucuz ve basit görünümlü fincanlar kaldı. Elbette ki kendiniz için en güzelini istemek ve onu almak çok normal ama iste bu demin bahsettiğiniz problemlerinizin ve stresin nedeni. Hepinizin istediği fincan değil, kahve iken, bilinçli olarak her biriniz birbirinizin aldığı fincanları gözleyerek daha iyi olan fincanları almaya uğraştınız.

Yasam kahveyse, is, para ve mevki fincandır. Bunlar yalnızca ‘Yaşam’ı tutmaya yarayan araçlardır, ama Yaşam’ın kalitesi bunlara göre değişmez. Bazen yalnızca fincana odaklanarak, içindeki kahvenin zevkini çıkarmayı unutabiliyoruz."


26 Aralık 2010 Pazar

TANRI HAYIR DEDİ

Tanrıdan gururumu yok etmesini istedim,

Tanrı hayır dedi gurur benim yok edebileceğim bir şey değil dedi ....

Tanrıdan sakat çocuğumu iyileştirmesini diledim ,

Tanrı hayır dedi ,onun ruhu sağlam vücut okadar önemli değil dedi ...

Tanrıdan bana sabır vermesini diledim ,

Tanrı hayır dedi ,sabır büyük acılar çekilerek öğrenile bilecek birşeydir .

Sabır verilmez hak edilir dedi...

Tanrıdan beni mutlu etmesini diledim,

Tanrı hayır dedi ,ben sadece nimetlerimi sunarım mutlu olmak senin elinde...

Tanrıdanbeni çektiğim acılardan kurtarmasını diledim

Tanrı hayır dedi ,çektiğin acılar günlük kaygılardan uzaklaşmanıve bana yaklaşmanı sağlar...

Tanrıdan ruhumu olgunlaştırmasını diledim ,

Tanrı hayır dedi,Kendi kendine olgunlaşmalısın,

ama meyvelerini almanda yardım edeceğimden

emin olabilirsin...

Tanrıdan hayatı sevmemi sağlayacak herşeyi diledim

Tanrı hayır dedi,ben sana hayatı vereceğim ,

böylece hayata dair herşeye sen sahip olacaksın

Tanrıdan tanrıya duyduğum sevgiyi başkalarınada duya bilmeyi diledim .

Tanrı şöyle dedi:

Oh nihayet doğru birşey istedin ,ruhu olgunlaşmamış bir ruh ,tanrıya hep

ver bana ile biten dualar eder.Olgunlaşmışbir ruhta vermemi sağla diye

bitirir duasını

STEVE GOODİER

24 Aralık 2010 Cuma

İki gündür Ankara'nın asık yüzü ile kalkıyoruz sanki hiç uyanmak istemiyorum ,hatta ben bile geç kalkar oldum saat 8 de kalktım ...

Bu aralar havalarında etkisiyle nasıl bahane ama iyice uyuştum ...Yarın doğum günüm yeni bir yaşa gireceğim ve üstümdeki bu yüklerden kurtulmalıyım ...Sanki yüzüklerin efendisindeki Rohan kralı gibi kabuk değiştirmeliyim ...Atmalıyım katkat birikmişlikleri üstümden içinden yeni bir ben çıkmalı ...Kendi hayatım için yeni kararlar almalıyım ...Gerçi ay dönümünde yazdım bütün dileklerimi altınada imzamı attım ...Bu arada ne güzel kendimce dileklerim olduğunu gördüm ...Eskiden olsa en son kendim için dilerdim bir iki şey onlarda yine içinde başkalarının olduğu dilekler olurdu ...

Hayatımda şöyle ger dönüp baktığımda en büyük pişmanlığım neden öğretmen olmadım demek oldu ...Bir arkadaşımın söylediği bir söz biraz teselliği gibi geliyor öğretmek için illa ki öğretmen okulunda okuman gerekmiyor demişti ...Bende hayatıma giren insanlara bir kelime bile olsa yardım edebiliyorsam bu beni çok mutlu ediyor ...

Geçen haftanın yoğunluğundan sonra bu haftayı sakin ve huzurlu geçirdim ...Bü gün canım babama gidiyorum ...Biraz temizlik biraz sohbet ...


Bazen bakıyorum 47 yıl nasılda hızla geçip gitmiş ben ne yapmışım diye ...Hayatıma güzel şeyler kazandırmışım beni hatırlayan insanların yüzlerinde bir tebessüm bıraka bilmişim beni hatırlatacak birkaç güzel sözüm olmuş sevmiş sevilmişim ...Eeee daha ne olsun ...Kendimi seviyorum hastasıyım bu kadının...

23 Aralık 2010 Perşembe

Kocaman bir yılın sonuna geldik

Bu yıllıda geçirdik gidiyor kazanılanlar ve kaybedilenlerle yine ...

Geçen sene dünyaya gelen minoşlar bu sene yürüyorlar ...Artık sizin farkınızdalar ve çok sevimliler...Yalın ve riyasızlar ...

Kızım hayatının farkına vardı artık boş hayallerin peşinden koşmayı bıraktı kendi çizgisini bulmaya başladı ...Kendi değerinin farkına vardı...Canım seni çok seviyorum...Yeni yıl sana bütün dileklerinle gelsin...

Sevgili oğluşum hayatının gereksiz ilişkilerle vakit kaybetmeyecek kadar değerli olduğunu fark etti yeni bir ilişkisi var mutlu dersleri iyi ...Ne istediğini bilen ve hedeflerine ulaşmak için çaba harcayan sorumluluk sahibi...Canım senide çok seviyorum ...

Sevgili eşim hayat yoldaşım bu seneyi huzurlu geçirdi işinden memnun artık kendini düşünme çalışmaları yapıyor daha çok yolu var ama olsun hiç birşey için geç değil...

Canım babam bocalama döneminde hayatında birileri olsun mu olmasın mı karmaşasını yaşıyor ancak kendi iç çelişkilerini çok güzel yönlendirmeye başladı ...

Gelelim bana , bende bu sene kendi içsel yolculuğumda iç huzuruna kavuştuğumu hissdiyorum ...Kendimle barışık sakin ve dingin bir halde hissediyorum ...ancak ertleme ve kendi hedeflerime ulaşma konusunda başarısızlıklar yaşıyorum ...En kolayı seçip kendimi kandırıyorum vaktimi boşa harcadığımın bilincindeyim ...Herşeye rağmen kendimi seviyorum ...

Bu sene aile büyüklerimizden dört kişiyi kaybettik iki kuzenim annem ve en sonda halam ...Her gidenin ardından anılar üşüyor beynime yaşanmış acı tatlı anılar geçiyor gözlerimin önünden ,kimi incitmiş ,kimi acıtmış olsada yinede güzel anlarla dolu ...

En son halamı 20 aralıkta kaybettik ...Halamla çok farklı düşünen insanlardık zor kadındı benim halam ancak öldüğünü duyduğumda burnumun direği sızladı ... Anılar canlandı geçmişten halam bize gelirdi kalmaya annemle pek anlaşamazlardı ancak bizi çok severdi annem bize kızdığı zaman doğruca halamın koltuğunun altıma sığınırdık o da kocaman sarardı bizi halan kurban olsun diye kocaman sevgiyle öperdi bizi ...

Ben hayatımda annemin beni şefkatle öptüğü ve sarıldığını hiç görmemiştim ...Hep işi vardı ve öğle cıvık hareketlerden hoşlanmazdı ...Ancak benim çocuklarımı çok sevdi ...Bir insanın annesi tarafından sevildiğini hissedememsi çok zor ve acı verici bir olay ...Halam birkez daha hatırlatmış oldu bana bu olayı ...

18 Aralık 2010 Cumartesi

Kaç yıl geçti aradan ayrı ayrı

Evet ,buluşmaya gidebildim çokta mutlu oldum eşim bırakıp aldı beni...Hepimiz büyümüşüz ...Yüzlerde çizgiler saçlarda aklar olsada ,herne kadar ruhlarda örselensede hepimiz yine de aynı kalmışız ...Yaşanmış kayıplarımız olmuş iki arkadaşımızı trafik kazasında kaybetmişiz Allah rahmet etsin ...Bir çoğu yurt dışında imiş ancak yinede 25 kiyi bulduk ...Güzel sohbetlerin yapıldığı güzel bir gün geçirdik ...

Hayat kimimize sonsuz imkanları ile gelmiş ,kimizi çok incitmiş , kimilerinide uzaklara savurmuş ...Ama yinede içimizdeki sonsuz enerjiyi bitirememiş ...Güzeldi vesselem ...

Cuma günü Utkuyla bir araya geldik ve EFT ana hatları ile ben ona anlattım ve kendini bana tanıtmasını istedim...Canım ya kendini kendi cümleleri ile öyle güzel anlatmış hayretler ettim ...Günümüzde bir çok yetişkinin yapamdığı şekilde yalın ve öz anlattmış...Bütün takıldığı olay dış görüntüsü haline gelmiş kendini yakışıklı bumuyor ...Onunla oturup sadece konuştuk ve okula gitmeden bana uğramasını ve onunla çalışmalar yapmaya karar verdik ...Bakalım nasıl bir sonuç alacağız...

Kendimi çok güçlü hissettim bir an öğrendiğim bilgiyi anlatacak ve ona faydam dokunursada yardım edebilmenin hazzını yaşayacağım ...Utkuya şimdiden şükrediyorum iyiki yollarımız kesişti diye ...

Bu ara kendimi dinlemem için çok zamanım oldu ...Karşıma çıkan Serpili kimi zaman çok beğendim ...Her zaman için kendimle yarıştım kimseyi kendime hedef olarak koymadım aaa şu arkadaşım şöyle yapmış bende ona yetişeyim gibi hırslarım olmadı ...Hatta uzun zamanda hedeflerim olmadı ...Sonra koyduğum hedeflere baktığımda kolay ulaşıla bilecek akılcı hedefler koymuşum kendime ...Bir de ütopik hedeflerim var onlar bile eğlenceli ...Kimi zamanda baktığımda acaba yaptıklarım yeterlimi diye karamsarlığa kapılıyorum...İşte Serpilin karanlık yönü ...Bazen kendi güçümü zorladığımı fark ediyorum...Çatışma çıkıncada saklanmak için dalıyorum uykunun kollarına ...

Bundan sonraki çalışmalarım karanlık yönlerimi ortaya çıkarmak olacak ...bakalım neler kurup dökeceğim kendimle ilgili yine...

15 Aralık 2010 Çarşamba

GEÇMİŞTEN GELEN SESLER

Bu cumartesi benim lise arkadaşlarım buluşuyorlar 30 yıl sonra birbirimizi yeniden göreceğiz çok hoş olacak ...Ancak ben gidemeye bilirim çünki hava çok soğuk ve benim soğuk alerjim beni rahatsız etmeye başladı ...Şimdi bir çok kişinin bana neden kendine EFT yapmıyorsun dediğini duyar gibiyim yaptım ama hala geçmedi hava gerçekten soğuk ...Az da olsa etkisi hala sürüyor ...henüz kar yağdığından beri dışarı çıkmadım sadece evi havalandırırken bile etkilendim ...

Her neyse ne güzel insanlardı benim arkadaşlarım ...Faceste bulduk birbirimizi ,onları hatırladığım gibiler tabi hepimiz büyümüş olgunlaşmışız ortak bir çok yönümüz var bir çoğu ile hala ...

İçimi yokladım acaba gitmekten çekindim mi diye ancak ben kendimi buldum bulalı böyle bir çekincem yok ...Çünki kimseyle bir yarışım olmadı kendimle yarıştım hep ...Kendilerini geliştirmiş başarılı insanları takdir ederim onların başarıları beni mutlu eder ...Ayrıca kendimide başarılı buluyorum ...Gitmemem için bir tek neden soğuk daha güzel günlerde buluşmak dileği ile hepsini çok seviyorum ...

Bu cumartesi sabah buluşma var öğleden sonra da Utku ile EFT çalışması yapacağız ...Size kısaca bildiğim kadar Utkuyu anlatayım ...UTKU:12 yaşında küçük yaşlardan beri saçları ,kaşları dökülüyor ...Bir çok DR gitmesine rağmen henüz bir teşhis konulamadı ... Okulda arkaşlarının sözlerinden etkilendiğini tahmin ediyorum çünki bariz bir şekilde belli oluyor ...Baklım hafta sonu çalışacağız ne gibi sonuçlar çıkaçak ...Utkuyla çalışmak istememin sebebi Utkuya kan testleri yapılıyor ...EFT videolarının birinde hasta kişilerin kanlarını EFt uygulandıktan sonraki karşılaştırmaları vardı ...Umarım iyi sonuçlar alırız ...

İçim içime sığmıyor birine faydalı olabileceğim ve bilgilerimi aktara bileceğim birilerinin olması ve bana yeni bakış açıları kazandırıyor ola bilmeleri çok önemli ...Öğretirken öğrenmenin hazını yaşayacağım ...Bu yüzden kendi bilgilerimi yeniden gözden geçirdim ...Yani ders çalışıyorum...

Cumartesiyi iple çekiyorum...

8 Aralık 2010 Çarşamba

Bu aralar havalar çok güzel geçiyor güneş pırıl pırıl parlıyor baharın son günlerini yaşayıyoruz....Üstümde bir ağırlık var sanki bütün enerjim öğlene kadar tükeniyor...Yeni öğrendiğim bir teknikte yapılan bir uygulamada sabah uyanmadan uyku ile uyanıklık arasındaki zamanda alfa durumundayken kendimi çok güçlü hissediyorum çok enerjik vedinamik bir güne başlayacağım sapa sağlamım hiç bir yerim ağrmıyor vücudum bütün ağrlarımı kendi iyi ediyor diyorum ve birmüddet öyle kalıyorum sonra uyanıyorum ...bu olayın çok faydasını gördüm meşhur diz ağrım sabah kalktığımda yoktu kendimde innamadım henüz deniyorum bakalım neler başaracağım göreceğiz...

Annem öldükten sonra Babam kendini yanlız hissetmeye başladı ...Hayatına yalnızlık penceresinden bakacak telkinler vermeye başladılar yalnızlık zor gibi...geçen gittiğimizde yaptığımız bir konuşmada hangi pencereden bakarsan orayı görürüsün elinde olmayanlara bakarsan orayı görürsün olanlara bakarsan olanların çokluğuna şükredersin dedim aklına çok güzel işlemiş ...

Babam yıllardır yanlızlıktan hep hoşlanmıştır ...Ayrıca kendine çok güzel bir hobi edindi çok güzel yemk yapar ...Buda onun ve annemin açkalmalarını önledi şimdi kendine ve bizlere çok güzel yemekler yapıyor ...hatta bizim yaptıklarımızı beğenmiyor ...Çevresindeki bütün kadınlar onu merak ediyor (ben,kız kardeşim,halam)bizler evlatları sık sık arayıp soruyoruz ...Kardeişime iş yerinde yardımcı oluyor onunlada hep beraberler ...Sağlığı elverdiğince iyi 8 sene önce baypass geçirmesine rağmen ...

Bende bu arada yine herkese koşturmaktan bihaldeyim ...Bazen kendime verdiğim sözleri tutamamaktan çok şikayetçiyim ...hayat ellerimin arasından akıp gidiyıor ve ben seyrediyorum sanki ...Şakamaka yakında 47 yaşına giriyorum ...Ben hep söylüyorum ben 40 yaşlarımı sevdim ...Ben bu yaşlarda kendimle buluştum kendimi tanıdım ve 30 yaşından sonra kendi adıma yaptıklarımdan memnun oldum ...Belki kendim için birşey yapmadım değim zamanlarda bile çok artılar kazanmış olduğumu fark ettim...Molozların aralarında bile çok güzel detaylar yakalamışım meğer...hayatı seviyorum güneşi içime doldurup onu yüzüme yansıtıyorum ...KENDİMİ SEVİYORUM ...hASTASIYIM BU KADININ ...Her ne kadar bu aralar tembellik yapsada...

3 Aralık 2010 Cuma

Ve Aralıktayız

Aralık ayı benim için önemli bir aydır 26 aralık doğum günüm , ardından yıl başı gelir sanki kutlama ayı ...Dün Efe'ciğimin doğum günü idi ...Canım ya tanıştığımızda 2 yaşındaydı küçük sevimli bir maymundu ...Elini kaldırarak carli adındaki maymunu taklit ederdi ...Çok güzel ela gözleri vardı benim tanıdığımda biraz kormuş ürkmüştü bakışları ...Karşılıksız ne çok sevdik birbirimizi...Dün ona hep istediği pelerini diktim çok mutlu oldu ...İsterken bile kont draculanın pelerini gibi olsun şöyle yakası geniş olsun diye istiyor ..12 yaşına girdi annesinin üstün çabalarıyla 3 senedir bale yapıyor ...Devlet Opera ve Balesinde çocuk sannatçı...Onun sayesinde Hep isteyip bir türlü gidemediğim Operaya gittim Toska süperdi ...

Dün geçmiş gözümün önünden geçtiğinde çok mutlu oldum ...Efeyi ne çok etkilemiştim ...Önüne geldiği zaman küfür etmekten vazgeçirmiştim ...Onun oynaması sakıncalı şeylere dokunmasına engel olmak için aklından bile geçirme dediğimde dokunmuyordu ...Bir gün anneside söylemiş sen kimden duydun diye sormuş Serpil teyzenden deyince ...O Serpil teyzenin sözü bir daha söyleme demiş ...Mutfakta benim yerime kimsenin oturmasından hoşlanmazdı herkesi uyarırdı ...Annesiyle konuşurken sürekli araya girip sonunda bana Aman be dedirtinceye kadar uğraşır deyincede işte bunu bekliyordum der...

Kocaman olmasına rağmen hala gelip kucağıma kıvrılıp yatar ...Sevgili Efe seni seviyorum Allah yolunu aydınlık ve açık ettsin ...Benim küçük yıldızım daima parla...

30 Kasım 2010 Salı

Günün birinde yolu bir dergâha düsen kendi halinde bir adam, dergâhta, bir Mevlevi ile bir Bektaşi''nin sohbet ettiklerini görünce yanlarına yaklaşır. Kendini tanıtır ve dergâhı merak ettiğini, nasıl zikir edildiğini izlemek için geldiğini söyler.

Erenler başlar adama çeşitli nasihatlerde bulunmaya, her biri kendi yolunu mümkün olan en tatlı dille anlatmaya çalışır.
Adam bir yandan onları dinlerken, bir yandan da gözleri onların giysilerine takılır.
Mevlevi'nin giydiği kıyafette kollar o kadar geniş ve uzundur ki hem içine üç kişinin birden kolu sığabilir, hem de uzun olduğu için yalnızca kolları değil, elleri de kapatmaktadır.
Bektaşi’nin kıyafetinde ise tam tersi bir durum vardır.
Elbisenin kolu daracıktır, neredeyse tene yapışmıştır; üstelik kısa olduğu için, eller ta bileklere kadar açıktır.
Bu duruma hayret eden adam, sebebini öğrenmek ister.

Büyük merakla, önce Mevlevi'ye sorar:
"Pirim, kıyafetinizin kolları neden o kadar geniş ve uzun; bunun özel bir sebebi var mı?"
Mevlevi hiç beklemediği bu soru karşısında oldukça şaşırır.
İki kolunu da biraz yukarıya kaldırır, sonra ellerini birleştirerek kollarını daire sekline getirir ve şöyle der:
"Evet, özel bir sebebi vardır. Çünkü biz insanların günahlarını, ayıplarını, kusurlarını örteriz. Başkaları görmesin diye üzerini kapatırız."

Yanıttan oldukça hoşnut olan adam ayni merakla bu kez Bektaşi''ye döner:
"Peki ya siz, pirim? Sizin kıyafetinizin kolları neden bu kadar dar ve kısa?
Siz insanların günahları ve ayıplarını örtmez misiniz?"
Bektaşi kendi kollarına bakar, birkaç saniyelik bir dalgınlıktan sonra gülümser ve adama bakarak şöyle der:
"Biz mi? Bizim geniş kıyafetlere ihtiyacımız yoktur.
Çünkü biz insanların günahlarını ve kusurlarını görmeyiz."

ÖZETLE:
Seveceksen öylece sev.
Ne kusursuz insan ara, ne de insanda kusur.
Birincisini zaten bulamazsın, ikincisinde ise, bulduğun her kusur, öğrendiğin her ayıp sahibini değil, seni çirkinleştirir. Her ikisi de seni mutsuz eder. Birincisini bulamadığın için, ikincisini ise bulduğun için mutsuz olursun...


Alıntı

Zaman alacak ama

Zaman alacak biliyorum fakat, eğer öğretebilirsen ona,
Kazanılan bir liranın, bulunan beş liradan daha değerli olduğunu öğret.
Kaybetmeyi öğrenmesini öğret ona ve hem de kazanmaktan neşe duymayı.
Kıskançlıktan uzaklara yönelt onu.
Eğer yapabilirsen,
Sessiz kahkahaların gizemini öğret ona.
Bırak erken öğrensin, zorbaların görünüşte galip olduklarını...
Eğer yapabilirsen, ona kitapların muzicelerini öğret.
Fakat ona sessiz zamanlar da tanı.
Gökyüzündeki kuşların, güneşin altındaki arıların, ve yemyeşil yamaçtaki çiçeklerin ebedi gizemini düşünebileceği.
Okulda hata yapmanın, hile yapmaktan çok daha onurlu olduğunu öğret ona. Ona kendi fikirlerine inanmasını öğret.
Herkes ona yanlış olduğunu söylediğin de dahi,
Tüm insanları dinlemesini öğret ona,
Fakat tüm söylediklerini gerçeğin eleğinden geçirmesini, ve sadece iyi olanları almasını da öğret.
Eğer yapabilirsen, üzüldüğün de bile nasıl gülümseyeceğini öğret ona.
Gözyaşlarında hiçbir utanç olmadığını öğret.
Ona kuvvetini ve beynini en yüksek fiyatı verene satmasını,
Fakat hiçbir zaman kalbi ve ruhuna fiyat etiketi koymamasını öğret.
Uğultulu bir insan kalabalığına kulaklarını tıkamasını öğret ona.
Ve eğer kendisinin haklı olduğuna inanıyorsa, dimdik dikilip savaşmasını öğret.


(Abraham Lincoln tarafından oğlunun öğretmenine yazılmış bir mektup.)

Bana öyle

BANA ÖYLE BİR GÖNÜL VER Kİ:

Bir kuruluşun tepe noktasında yetkili olsam bile,bunu asla başka şekilde kullanmamalıyım.

Günlük yaşamda"ben"yerine, daha çok"sen" sözcüğünü kullanabileyim...

BANA ÖYLE BİR SEVGİ VER Kİ:

Sonsuz bir hazine gibi bitmesin, çoğalsındaha da sevdikçe,doldursun sarsın çevremi. Hatta düşmanlarımı da sevebileyim...

BANA ... ÖYLE BİR GÜÇ VERKİ:

Herkestendaha çok çaışabileyim, tutsak düşmeyeyim doğanın koşullarına, eşim veçocuklarımı da mutlu etki, mutluluğu başkalarına da götürebileyim...

BANA ÖYLE BİR SAĞLIK VER Kİ:

Düşünebileyim, konuşabileyim...

BANA ÖYLE BİR ERDEM VER Kİ:

İbadet edebileyim, iyilik etmeyi ve sevinçten buğulanmış gözlerle, teşekkür edenlere; bir şey yapmadım, anımsamıyorum diyebileyim...

BANA ÖYLE BİR YETENEK VER Kİ:

İyi eş, baba, anne, iyi komşu, iyi arkadaş, iyi vatandaş olabileyim...

BANA ÖYLE BİR UMUT VER Kİ:

Bugüne kadar yapmış olduğum hatalar için karamsarlığa düşmeyeyim, her şeyden aklanmış olarak yaşama yeniden başlamak üzere bağışlanabileceğimi bileyim...

BANA ÖYLE BİR ANLAYIŞ VER Kİ:

Düşünebildiğim, yargılayabildiğim,inandığım, kahrolduğum, varolduğum şu anda bu sözleri söyleyebildiğim için şükredebileyim...

BANA ÖYLE BİR TALİH VER Kİ:

Yıllar sonra beni hatırlayanlar "herkese iyilik eden, tüm insanları seven, o düzeyde de sevilen bir kişiydi " diye konuşsunlar ve ben de huzur içinde olabileyim...

BANA ÖYLE BİR İRADE VER Kİ:

Bir gün yenilip, içimdeki şeytanın kurallarına doğru yönelirsem; bu bir düşünce ise düşüncemi, bu bir adım ise ayağımı, bu bir uzanma ise elimi durdurabileyim...

BANA ÖYLE BİR SABIR VER Kİ:

Sükuneti bulayım, durulabileyim, düşünebileyim...

-alıntı-

Evren boşlukları sevmez

Yaşamınızda boşluk oluşturun Evren boşluk SEVMEZ ve mutlaka DOLDURUR.

Eğer eviniz TIKA basa eşya DOLU ise ve eşyaları yenilemek istiyorsanız PARANIZIN olmasını beklemeyin.

Eşyaları daha en başından atın (tabi yaşamak için gerekenleri değil)

Bir süre SONRA yeni eşyalar bir şekilde GELECEKTİR.

Yeni elbiseler istiyorsanız eskileri fakirlere verin.

Eğer yaşamınızda yeterince BOLLUK ve bereket yoksa bunun için YER açıp açmadığınıza BAKIN.

Yaşamınızda yeniliklere ve bolluğa yer açın ki gelsin.

Bunun için önce EVDE kullanmadığınız eşyalarla, eskimiş elbiselerle, uzun süredir birikmiş ıvır ZIVIRLA başlayın.

Siz eskiyi bıraktıkça yeni GELECEK.

UNUTMAYIN evren boşluk SEVMEZ.

Shakespeare derki

* Kendimi her zaman mutlu hissederim.



Neden biliyor musunuz?



Çünkü kimseden bir şey ummam.



Beklentiler daima yaralar.



* Hayat kısadır. Öyleyse hayatınızı sevin.



Mutlu olun ve gülümsemeye devam edin.



Sadece kendiniz için yaşayın ve;



- Konuşmadan önce dinleyin,



- Yazmadan önce düşünün,



- Harcamadan önce kazanın,



- Dua etmeden önce bağışlayın,



- İncitmeden önce hissedin,



- Nefret etmeden önce sevin,



- Vazgeçmeden önce çabalayın,



- Ölmeden önce yaşayın.



*Hayat budur.



Onu hissedin, onu yaşayın ve ondan hoşnut olun.



alıntı

26 Kasım 2010 Cuma

Artık yavaş yavaş kış geliyor

Havalar her ne kadar iyi gitsede kış kapımızda sonbaharın son demlerini yaşıyoruz....Dün güneş hiç yüzünü göstermeden devamlı yağmur yağdı ...Sonbaharı seviyorum arasıra kışı hatırlatsada sıcakların son demlerini yaşamak güzel ...

Dün ıhlamur kaynatmıştım alerjim biraz azar gibi oldu ağazım su toplamış gibi kabardı bu gün kendime EFT yapacağım ıhlamur alerjim için sanki hersene bir tur tekrarlamam gerekiyor tetikleyen olayı buluncaya kadar ...Dün düşündüm acaba ne tetikliyor diye aklıma gelen bir arkadaşımız evlendiğimizde bize iki kişilik bir fincan takımı getirmişti bende ıhlamuru o fincanda içiyordum sonradan o arkadaş gıcık olmaya başladım belkide o tetiklemiş olabilir o konu üstünde çalışma yapayım baklım ne çıkacak...

Bazen hiç akla gelmeyecek küçük ve önemsiz olaylar bizde çapalar ata biliyor ...Bu yüzden hiç bir olayı önemsiz diye atlamayın ben böyle olaylara bir tur atıyorum bazen hiç birşey hissetmiyorum bazen olayın kaynağını buluyorum ...

Bu ara çok tembelim kendimle ilgili birşey yapmak içimden gelmiyor ...hatta hiç birşey yapmak gelmiyor yine bir çok şeyi ertelemye başladım ...Ama en kısa zamanda kendime gelme çalışmalarına başlamalıyım...

19 Kasım 2010 Cuma

Oh nihayet bayram bitti

Böyle bir başlık atmıştım facese herkes merak etmiş kendince...Çok misafir mi geldi ? diyenler var ...Ben misafiri çok severim sohbet etmeye de bayılırım ancak bayramlarda şöyle hazır olda beklemek beni sıkan üst giy evi temiz tut bu zorunluluk sıkıyor yoksa sevdiklerimizle bir arada olmak beni mutlu bile ediyor ..

Çeşit çeşit bayram ikramlıkları hazırlamak gelenlere ikram etmek güzel bir duygu benim için ...Bu sene ilk gün yufka böreği yaptım kahvaltıya ...Güzel bir bayram kahvaltısının ardından canım babacığıma gittik ailece ...Biraz ev toparlayıp bayramlaştık ...Kendimi kötü hissettim babamın yalnız kahvaltı etmesinden dolayı ama elden ne gelir ...

Hep birlikte kızkardeşime gittik erkek kardeşimlerde oraya geldiler ...Ailece güzel bir öğlen yemeği yedik bayramlaştık ...Minnoşlar hepimizi bir arada görünce çok sevindiler...Güzel bir gündü her nekadar çıkıntılar olsada...

İkinci gün bize gelen çok oldu kurban geldi et faslı derken yorucu geçti ...Üçüncü gün biz bayram gezmesi yaptık ...Dördüncü gün evde misafir karşıladık yeniden ...Vel hasılı busene huzur içinde geçti bayramımız gelenksel osman ve anne kavgası yaşanmadı sakin ve huzurluyduk ...

Ben elimde olsa bayramda kesin tatile giderim ...Şöyle hazır kuvvet beklemekten kurtulmak için...Her neyse bir bayramda böyle bitti...


15 Kasım 2010 Pazartesi

Yine bir bayram sabahı

Erkenden kalkıp oturdum pc başına ...Dolaştım faceste yılllardır görmediklerimle hiç tanımayıp sanaldan tanıştığım kişilerle bile iyi dileklerde bulunduk birbirimize ...Birlik beraberlik ve iyi dilek alış veirişi yaptık ...bir olduk yine...

Henüz bayram başlamadı bizim evde ancak birazdan dananın kuyrğu kopar ...Geleneksel Osman ve annesi kavgalrı başlar potansiyel bir şekil de içeride kahvaltıyı bekliyor...

Biz bu bayramda kolaya kaçıp yufka böreği yaptık ...Birazdan onu pişireceğim ...Henüz ev halkı uykuda ...

Sabah erken kalkıp ev ahalisi için dualar ettim ...İyi dileklerde bulundum ,dileklerimi gök yüzüne saldım...Daha sonra faceste aborjinlerin duasını okudum ...Onlarmı ilkel bizmi diye düşündüm bir an ...Buradan sizlerlede paylaşmak istiyorum...

Aborjinlrin duası

Seni ayakta tutmaya yetecek kadar güzelliklerle dolu bir yaşam sürmeni dilerim...

Aydınlık bir bakış açısına sahip olmana yetecek kadar güneş diliyorum...

Güneşi daha çok sevmene yetecek kadar yağmur diliyorum...

Ruhunu canlı tutmaya yetecek kadar mutluluk diliyorum...

Yaşamdaki en küçük zevklerin daha büyükmüş gibi algılanmasına yetecek kadar kazanç diliyorum...

Sahip olduğun herşeyi taktir etmene yetecek kadar kayıp diliyorum ...

Son ELVEDAya yetecek kadar MERHABA diliyorum...

Bu sözler beni çok etkiledi bende kendim ve sevdiklerim için aynısını diledim ...

Herkesin bayramı huzur ve esenlik içinde geçsin yolda olanlar içinde hayırlı yolculuklar dilerim ...Unutmayın emliyet kemeri hayat kurtarır...

İYİ BAYRAMLAR

13 Kasım 2010 Cumartesi

Minik Kuzulzrım bir yaşına girdi

Geçen cumartesi minnoşlar yaşlarına girdiler ne büyük bir heyecan yaşamıştık bir yıl önce ...Kuzucuklarım erken yürüdüler doğum günlerinde yürüyorlardı ...Alp'in 7 mert'in 5 tane dişleri var artık o günde diş ağrısından dolayı çok huzursuzlardı ...

Küçük iki can emanet edilmişti ellerimene büyük bir sorumluluktu şimdi daha iyi anlıyorum ...sadece doyurup uyuttuğumuz günlerde bile hissettik birbirimizi kalplerimiz sevgiyle kucak açtı birbirine ...Artık sevgiyi daha yoğun hissediyoruz ,kocaman gülücüklerde...Canlarım sizi seviyorum ...

Hayırlı uğurlu bir ömür diliyorum sizlere ...İyiki doğdunuz ve benim kuzularımsınız...

4 Kasım 2010 Perşembe

Ankara'da Aşık olmak

Ankarada aşık olmak Ege'ye Akdeniz'e benzemez, yaz aşkı yoktur orda. Karakışın, ayazın içerisinde aşık oldumu adam iliklerine kadar işler. Sezonluk değil ömürlüktür. Kumsalda değil lapa lapa yağan karda beklersin aşkını, parmakların buz tutmaktadır, tutunmu sevgilinin elini kan aynı damara ...akmaya başlar, o yüzdendirki ... Ankara'da aşık oldunmu sezonluk değil ömürlüktür aşk. Sevgiliye güzel görünmek uğruna popon donsada çatırmassın, oda yetmezmiş gibi delikanlılık yapar ceketinide atıverirsin sevdiğinin omuzlarına. Angara'da aşık olmak herkese göre değildir yani. Gözler hep buğuludur yağan karın, esen rüzgarın etkisiyle. Baktınmı gözgöze sadece sevinçleri değil hüzünleride paylaşıverirsin. Onun içindirki Ankara'da aşık olmak başka yere benzemez. Sezonluk değil ömürlük aşklar bulursun. Hayati DOGAN Ankaralı olamak gurubundan aldım çok güzeldi paylaşmak istedim.

21 Ekim 2010 Perşembe

Eski doslar

Dün 15 yıllık arkadaşlarım bana geldiler güzel dolu dolu bir gün geçirdik özlemişiz birbirimizi hepimizin çocukları küçüktü tanıştığımızda okuldaki kermeste tanışmıştık güzel günler geçirmiştik ...Dost olduk sonra sımsıkı bağlandık birbirimize bakışlarımızla konuştuk kimi zaman bir bakış bir duruş yetti birbirimizi anlamamıza ...

Dün bir baktık ki çocuklar büyümüş onlar olmasa biz yine aynı hissediyoruz kendimizi ...Hepimizin çocukları evlenme çağına gelmiş iş güç derdinde ...Bundan sonra iyi ve mutlu günlerde birlikte olucağız inşallah ...Güzel bir günün ardından tadı damağımda kalmış sohbetlerden sonra güzel bir uyku çektim uzun süredir duymadığım bir huzur eşliğinde...

18 Ekim 2010 Pazartesi

ESKİ BİR MEZAR YAZITI

Gürültü patırtının ortasında sükûnetle dolaş. Sessizliğin içinde huzur bulunduğunu unutma. Başka türlü davranmak açıkça gerekmedikçe herkesle dost olmaya çalış. Sana bir kötülük yapıldığında verebileceğin en iyi karşılık unutmak olsun, bağışla ve unut. Ama kimseye teslim olma. İçten ol. Telaşsız, kısa ve açık seçik konuş. Başkalarına da kulak ver. Aptal ve cahil oldukları zaman bile dinle onları. Çünkü dünyada herkesin bir öyküsü vardır. Yalnız planlarının değil, başarılarının da tadını çıkarmaya çalış. İşinle ne kadar küçük olursa olsun ilgilen. Hayattaki dayanağın odur. Seveceğin bir iş seçersen yaşamında bir an bile çalışmış olmazsın. İşini öyle sev ki, başarıların bedenini ve yüreğini güçlendirirken, verdiklerinle de yepyeni hayatlar başlatmış olacaksın.

Olduğun gibi görün ve göründüğün gibi ol. Sevmediğin zaman sever gibi yapma. Çevrene önerilerde bulun ama hükmetme. İnsanları yargılarsan onları sevmeye zamanın kalmaz. Ve unutma ki insanların yüzyıllardır öğrendikleri, sonsuz uzunlukta bir kumsalın tek bir kum taneciğinden daha fazla değildir. Aşka burun kıvırma sakın. O çöl ortasında yemyeşil bir bahçedir. O bahçeye layık bir bahçıvan olmak için her bitkinin sürekli bakıma ihtiyacı olduğunu unutma.

Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler o kadar değerlidir ki, o yolda mağlup olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakabileceğin en büyük miras dürüstlüktür. Yılların geçmesine öfkelenme. Gençliğe yakışan şeyleri gülümseyerek teslim et geçmişe. Yapamayacağın şeylerin yapabileceklerini engellemesine izin verme. Rüzgârın yönünü değiştiremediğin zaman, yelkenlerini rüzgâra göre ayarla. Çünkü dünya, karşılaştığın fırtınalarla değil, gemiyi limana getirip getiremediğinle ilgilenir. Ara sıra isyana yönelecek olsan da hatırla ki, evreni yargılamak imkânsızdır. Onun için kavgalarını sürdürürken bile kendinle barış içinde ol.

Hatırlar mısın doğduğun zamanları? Sen ağlarken herkes sevinçle gülüşüyordu. Öyle bir ömür geçir ki, herkes ağlasın öldüğünde, sen mutlulukla gülümse. Sabırlı, şefkatli, bağışlayıcı ol. Eninde sonunda bütün servetin sensin. Görmeye çalış ki bütün pisliğine rağmen dünya, insanoğlunun biricik güzel mekânıdır.


17 Ekim 2010 Pazar

Çaresizlikle ilgili son EFt turları

Geri kalan maddelerle ilgili yaptığım EFtlerde her ne kadar kendimi çaresiz hissetsemde aşmışım bir çok sorunu ...Kimi zaman kişiliğimin inatçı yanı ,kimi zamanda kendime olan öz güvenim beni kurtarmış yaptığım birer turluk çalışmalarda kendimi çok güçlü buldum...

Hayatımda hep kendime güvendim ben yaparım altından kalkamayacağım hiç birşey olamaz dedim ...Bu yüzdende aştım bir çok zorluğu ...

Hayatımda yalnız kalmamın da çok olumlu yanları olmuş kimi zaman kalabalıklar içinde yalnızdım ...Buda bana kandi işimi kendim yapmam gerektiğini öğretmiş ...Aşmışım bir çok şeyi kendimce ama yinede sağolsun EFT diyorum kendime dönmeme çok faydası oldu...

Vardır Bir Hayır


Padişahın biri ava gitmeye çok düşkünmüş, ava her gittiğinde yanında vezirinide götürürmüş. Bir gün yine ava gittiklerinde av esnasında veziri kazayla padişahın bir parmağını kılıcıyla keser. Padişah acı içerisinde sitem ederken, vezir:

“Padişahım, her işte bir hayır vardır.” demiş. Padişah parmağının da acısının etkisiyle:

“Vezir! Bu işte ne hayır vardır ki?” diye sitem eder ve veziri zindana attırır.

Günlerden bir gün padişah yine ava gider. Yollarını insan eti yiyen bir kabile keser ve herkesi yakalarlar. Ama bu kabile bir kimsenin vücudunda bir noksanlık görünce o kimseyi yemezmiş. Padişahın çevresinde ki herkesi yerler sadece padişah kalır, onun da parmağı kesik olduğu için serbest bırakırlar. Padişah saraya döndüğünde muhafızlara veziri bırakmalarını söyler. Muhafızlar veziri zindandan aldıkları gibi padişahın huzuruna getirirler. Vezir şaşkınlık dolu gözlerle padişahı izlerken padişah vezirin boynuna sarılır ve af diler. Vezirine olan bitenleri tek tek anlatır:

“Nolur beni affet, sen benim hayatımın kurtulmasına vesile oldun, bense seni zindana attırdım." der.Vezir:

“Padişahım, her şeyde bir hayır vardır. Siz canınızı sıkmayın ben sizi affettim. Sizin parmağınızın kesilmesi kadar benim de zindana attırılmamda hayır vardı.” der. Padişah:

“Sen benim hayatımın kurtulmasına vesile oldun, bense seni zindana attırdım hayır bunun neresindedir?” der. Vezir padişaha şu cevabı verir:

“Padişahım, eğer siz beni zindana attırmasanız ben de o gün ava sizinle gelecektim ve benim vücudumda hiçbir noksanlık olmadığından öldürülecektim. Bu sebeple sizin beni zindana attırmanızda da büyük hikmetler vardır.” der.

Her işin sonunda bir hayır mevcuttur. Unutmamalıyız ki hayırda Allah’ tandır, şer de. Eğer şer gelmişse buna sitem etmemeli, aksine biraz düşünüp şükretmeliyiz.

(Alıntıdır)

14 Ekim 2010 Perşembe

Çaresizlikle ilgili çalışmalarım

Öncelikle oturup kendimi çaresiz hissettiğim olayları hatırlamaya çalıştım ...Yazdım yazdım sayfalar dolusu içimde birikenleri dışıma döktüm ...Sonra yazdıklarımı okudum ve alt başlıklar belirledim kendi cümlelerimle ...sonra yeniden bir kaç defa okuyup yazdıklarımı yırtım ...Sanki un ufak etmek istedim hiç birini hatırlamak istemedim..

Kocaman su dolu bir bardak aldım yanıma daha öncede kana kana içtim suyumu ...Başladım alt başlıklara EFT yapmaya ...10 tane alt başlık belirlemiştim ...Daha ilk turda 3tane daha eklendi...

Ben hayatımda çaresiz kaldığım anlarda elim kolum bağlanmış hatta dilim bile bağlanmış hissederim ...
1- elim kolum hatta dilimin bağlanmasından duyduğum çaresizlikten dolayı kendimi tamamen ve derinden kabul ediyor onaylıyor ve seviyorum...Diye ilk tura başladım sanki kulaklarım tıkandı nefes alamaz hale geldim ...her turda ancak bir sayı azalıyordu ...meşhur diz ağrım dayanılmazdı ...Kulaklarımın tıkanması, ben çaresizlik hissettiğim zaman elimden birşey gelmiyorsa herşeye kulaklarımı tıkarım ya da duymazlıktan gelirim yada yok sayarım ...10 turda bitirdim ancak diz ağrım geçmemeişti kulaklarım açıldı...

2-annemle babamın kavgaları 10 vedim ikinci turda 5 oldu ve 0 landı bu konu ile ilgili çok çalışma yaptığım için fazla bir etkisi yoktu ancak yinede yaptım ...Birde sonturda bu sorundan özgürleşmeyi seçiyorum diyorum...

3-var gücümle çalışmama rağmen elimden birşey gelmemesinden duyduğum çaresizlikten dolayı kendimi tamamen ve derinden kabul ediyor onaylıyor ve seviyorum dedim bu konuda da yaptığım eski çalışmalarım etkili olmuş pek birşey hissedemedim...

4-Sınırlamalar ve kısıtlamlardan duyduğum çaresizlikten dolayı kendimi tamamen ve derinden kabul ediyor onaylıyor ve seviyorum ...Kendinizi sevdiğinizi mutlaka söyleyin çünki bizler kendimizi sevmeyi ayıp günah gibi gören bir toplumdan geliyoruz ...
Hissettiğim duygu sanki boğuluyormuşum gibi idim ..Ben denize ancak boğazıma kadar girebiliyorum daha derine gidersem sanki boğulacakmışım gibi hissediyorum aynen o duyguyu hissettim ...Sanki boğulmamak için derin derin nefesler alıyordum ...10 dan sonra duygu 7 düştü boğulma hissine uzun bir eft yaptım göz çevreasinde tur atarak içimden geçen duyguları söyledim ...7 indi ..7 den 5 indiğinde mide bulantısı kulaklarda basınç hissettim ...Sanki araba tutmaya başlamıştı ...Ben araba tutmaya başladığında kendimi sınırlandırılmış hissetmeye başladım genelde yolculuklarda yanımızda kayınvalide faktörü vardı ve herşeye karışan orda onu yapmayın burda bunu yapın diye sürekli konuşan biri hatta onunla aynı arabada olmak bile benim kendimi sınırlandırılmış gibi hissetmeme neden oluyor ...Uzun bir turdaha attım ve 2ye indi Burada artık bu sorundan özgürleşmeyi seçiyorum demeye başladım ...ve 0,landı...

Dünki Seansalar bir son verip kocaman bir bardak su içtim ...Bu çalışmalardan sonra kulaklarım açıldı nefesim açıldı hatta diz ağrım ilaç almadan geçti ...Muhteşm bir çalışma yaptım çok iyi geldi yalnız dün içimde ki boşluk kocamandı çok yemek yedim hiç doymayacakmışım gibi geldi bende meyve ile geçiştirmmeye çalıştım açlık hissimi ...Kendimle ilgili çalışmalarımı buradan yayınlayacağım belki birilerine bir faydam dokunur...

12 Ekim 2010 Salı

ÇARESİZLİK


Hayatımda ne kadar çok çaresiz kaldığım elimin kolumun bağlandığı zamanlar oldu bir çok şeye EFt yaptım ama en son aklıma gelen çaresizlik oldu ...Yaşadığım bir çok olayda kendimi gökdelenin tepesinden düşmüş gibi hissettim paramparça sargılar içinde kımıldayamaz halde belkide yükseklik korkumda bu yüzdendir ...Yüksekten korkmuyorum aslında salanırken veya hareket halinde korkuyorum yüksekten ...Belki bu düşüşler neden ...Ne çok elimden birşey gelmeden kendi hayatımı dışardan seyrettim ...acıdım incindim ama müdahale edemedim kıvrandım çaresizlikten bu gün buna EFT yapacağım bakalım neler dökülecek içimden ...Bu yukarıdaki resimi sanki Salvador Dali benim için yapmış parçalanmış bir ben ancak yinede kendi ışığını bulmuş parçalardan yeni bir insan yaratma çabası içinde kendi ile barışık ne istediğini bilen birini inşa ediyor içim ...

9 Ekim 2010 Cumartesi

Geçmişe yolculuk

İzmir yolculuğu ne zamandır ertelediğim EFT turlarına yeniden başlamama neden oldu yolda araba tutmaya başladı ...Asıl kaynağa inmeyi hep göz ardı etmiştim...Artık ihmal edilemez hale geldi belkide zamanı geldi ...Bu gün sabah yataktan kalkmadan üşüştü sorular kafama işte geçmiş bir kez daha zorluyor beni ...

Bundan 20 yıl önce bir Akçay seyahati ve yaşanan tatsız olaylar annemle eşimin arasında çekiştirilmem hiç biri ne yaparsam yapayım mutlu değil sanki benimle top gibi oynuyorlar ...Bende ne tarafa gideceğini bilmez bir şekilde aralarında kalıyorum ...Kendimi çaresiz hissediyordum işte Hissettiğim duygu bu ÇARESİZLİK ne yapacağımı bilememezlik...Bu duyguya EFT yapmaya başladım Akçaydan dönerken duyduğum çaresizlikten dolayı kendimi tamamen ve derinden kabul ediyorum onaylıyorum ve seviyorum diye çok ilginçtir hala hep hayret ediyorum bu hissetme olayına midem bulanmaya başladı ,öğürdüm hatta ...Bu yaşanan olaydan sonra Ankara'ya dönerken Sivrihisarda beni araba tutmya başlamıştı çok kötü mide bulantısı ve nefes alamaz halde idim ...Birdaha ne zaman sivrihisardan geçsem başladı araba tutmaya beni hatta geçmesemde ...

Bu olayda sadece yaşadığım çaresizlik değildi sanki özgürlüm elimden alınmş gibide hissetmiştim ben bir kukladan farksız iplerle oynatılıyordum ipler kimin elinde ise o sahibimdi ...Bu benim gibi özgürlüğüne düşkün birine ağır gelmişti kendimi ne zaman bu duygunun içinede hissetsem yine kötü oluyorum arabada olduğumda araba tutuyor evde iken uykunun kollarına sığınıyorum kaçıyorum uyurken kimse dokunamıyor bana ...

Birde kayınvalideli yolculuklar var ...İşte tam bir kabus yolda çileden çıkaıyor beni zaten kaçacak yer yok küçük arabanın içinde ...Laf sokmalar ben ne yeriçersen içinden çıkmalar durduğumuz her yere karışmalar tam bir kabus ...Yine öyle bir yolculuğun ardından evde kendime gelmem zaman aldı...Bu konu üzerinde çalışma yapacağım ...
merhaba mustang anladığım kadarıyla eft ile pek çok sorununu çözmüşsün bende son bir haftadır bu tekniği deniyorum malesef bu aralar korkunç yoğun olduğum için dolu dolu vakit ayıramıyorum ama uygulamalarımdan sonra uzun zamandır ilk defa derin ve rahat uyku uyumaya başladım diyebilirim fakat aklıma takılan bazı şeyler var ve deneyimli olduğun için sana sormak istedim şimdi illaki hangi teknik olursa olsun mükemmel uygulamak gibi takıntım var bu nedenle uzun turu uyguluyorum ama oluşturduğum listeye durmadan bişeyler ekleniyor ve buda bana yıldırıcı gelmeye başlıycak sanki kısa tur atsak daha yararsızmı olur birde sen nasıl uyguladın kısa turmu uzun turmu ve ne kadar zamandır uyguluyorsun bana biraz bilgi verirsen çok sevinirim şimdiden teşekkürler sevgiyle kal
Dün eşimle sigarayı bırakması için eftçalışmaları yaptık .Kendisinden ve içtiği sigaradan öylesine mutlu ki ona ne dersem karşısına bu nasıl oluyor diyor .Birtürlü hissedemedi onun yerine ben onu gözlemlediğim için ben fark ettim sanki iç geçiriyor gibi nefes alıp verirken zorlanıyordu .Ama bu işten yılmayacağım ve ona sigarayı bıraktıracağım.Bütün gelişmeleri buradan yazarım .Dün sigara içtiğinden dolayı kendini tamamen ve derinden kabul ediyorum ve onaylıyorum diye 5 tur eft yaptık her gün böyle devam edersek bu işi çözeriz.
Ben dünde ıhlamur ve ağaç kokusuna eft yaptım.
1-ıhlamur-3 turda bitirdim burnumda hissettim

2-ağaç kokusu-3turda bitirdim.Buçok ilginçdilimde ve boğazımda hissettim .Bualerjim benim dilimi yara yapıyordu ve boğazım şişiyordu nefes almak çok zor oluyordu .

Dün şu dikkatimi çekti EFT yaparken hissetiğim nokta o alerjen benini nerede etkiliyorsa orada hissediyorum.Bu yüzdende artık hissetmem daha kolay oluyor.

Eylülzen sen söyleyince aklıma geldi beninde metaleve naylon giyisilere alerjim var iyiki hatırlattın.Bir ara ince çorap giyemez olmuştum .

Bu hissettme olayına gelince mesela benim burnumda hissetmemden örnek vereyim burnum sanki tamamen tıkanıyor hiç nefes alamıyorum on diyorum EFT yaptıkça durup her turda ne kadar geçmiş diye kontrol ediyorumbunu sen kendin belirliyorsun bazen iki turda bazen on turda bitiyor bazendeiçinden başka olaylar çıkyor onlarada yapıyorsun uzuyor.

Bence öncelikle listeni yap seni üzen yoran sıkan önüne set çeken ne varsa hepsini listele.Ben annemden eşime çocuklarıma dostlarıma kadar herşeyi listeledim ve onlara eft yapıyorum daha listemin çok başlarında olmama rağmen çok faydasını gördümlistene döndüğün zaman tekrar kaldığın yerden devam edebiliyorsun.
Dün uzun bir aradan sonra kendime yeniden EFT yapmaya başladım .Alerjilerimikaydedip tekerteker EFT yapmaya karar verdim .Ben önce bütün alerjilerime yapmıştım ve iyi sonuçlaraldım .Artık kış geliyor ve benim iyi bir tedaviye ihtiyacım var diye düşündüm ve dün başladım.Soğuk.ıhlamur,karanfil,iğde,çilek,ağaç kokusu (ıslak tahta veya kereste),polen,yün,deterjan,toz,bzaı kokular,bazı kozmetik ürünler,rimel gibi önce tesbit ettim ve uygulamaya başladım .

1-soğuk -burnumda hisettim .3turda bitirdim .

2-yün-boğazımda hissettim .3turda bitirdim.

3-karanfil-burnumda hissettim .3 turda bitirdi.

Burnumda hissettim derken açıklayayım burnum hiç nefes alamyacak kadar tıkandı ve EFt bitince sanki kocaman bir nefes aldım .Ben bir haftadır yün yorganla yatmaya başladımve ağazımda yaralar ve dişetlerimde inmeler olmaya başlamıştı istediğiniz kadar ilaç kullanın geçmiyor.Dün yün için EFt yaptım ve bu gün sabah kendimi yokluyorum ve çok rahat ağazımdaki yaralar olmadan kalktım ve kocaman nefesler alabiliyorum .

EFT yapmaya başlarken sorunu bulduktan sonra nerenizde hissediyorsanız bunuda bulun ve ona 1-10 arasınada bir sayı verin .Ben genelde 10derim ve başalrım yün alerjimden dolayı kendimi tamamen ve derinden kabul ediyorum ve onaylıyorum diye karete noktasına vurmaya ve diğer noktalarla devam ederim bir tur bittikten sonra tekrar hissederim bakalım nekadar veriyorum ve bazen hemen 5 iner bazende 8 olur buna göre 0 layıncaya kadar devam ederim .Bütün alerjilerimi tektek ele alıyorum buradan yaptıkça yazacağım.
Filim metodunda geri dönüşler yapıyorsun .Hayatının bir dönemine ileri geri gidip geliyorsun o zaman da yaşadığın şu an unutmuş bile olabileceğin bir olayı hatırladığında vücudunun herhangi bir yerinde bir sıkışma veya bir acı hissedebilirsin .Ben genelde bogazımda hissederim bir yumru gelir bogazıma oturur.Birkeresinde dizimde hissettim diz ağrım çok şiddetlendi ve EFT yaptıktan sonra çok az kaldı .Geçmişte birşey elbeteki arıyoruz ve bize ne hissetiriyor fark ediyoruz .Biz zaten filim metodunu unuttuklarımız için kullanıyoru hatırladıklarımıza zaten yapıyoruz.

Bizler kendimize nekadar zaman ayırıyoruz bir düşünün .Televizyonda saçma sapan şeyler için bile kendimizden fazla zaman ayırıyoruz.Bize verdiği rahatlamanın yanında kendinize okadar zaman ayıramazmısınız.Birde fotoraflara bakarak hatırlamak istediğiniz şeylerede EFT yapabilirsiniz.
Eylülzen Eft yapmak elbetteki zaman alan bir olay sorunlarını bulmak zaman alıyor bazen hiç hatırlamadığın olaylar karsına çıkıyor ona sıfırlayana kadar EFT yaptıktan sonra olay çözümlene biliyor .Bazende olayların içinden başka olaylara ulaşıyorsun onlarada EFT yapman gerekiyorki çözümlenip bitsin.EFT de olayı her turda hissedeceksin o duygu sıfırlanıncaya kadar turlara devam edeceksin .Her konu için devam edeceksin ben bazen on turda bazen iki turda bitiriyorum .Eğer içinden başka bir olay çıkmıyorsa bitiyor başka olay çıkıyorsa onada sıfırlayıncaya kadar yapıyorum .Kitap çok sade bir dille anlatılmış başlarken mutlka yanınızda olsun takıldığınız bir yer olursada bizlere sorabilirsiniz.

Serenity insan başka şeyler de öğrenince ne güzel hepsini birleştirip kendine yeni yollar buluyor .Bizler burada deneyimlerimizi paylaştıkça daha neler yapacağız kimbilir.
Film metodu ile geriye gitme tekniği şudur;
Diyelim bir sorununuz var ve konsatre olup Eft yapıyorsunuz...Ama sorunun neden kaynaklandığını bulamıyorsunuz...Hemen çocukluğa,hatırlayabaildiğiniz en eski anıya gidiyorsunuz...Ve o andan itibaren bir film şeridiymiş gibi yaşadıklarınızı düşünüyorsunuz...Karşınıza çıkan her sizi düşündüğünüzde rahatsız eden,mutsuz ve olumsuz olaya Eft yapıyorsunuz...Böylelikle sorununuza zemin hazırlayan olaylar ve durumlar temizlenmeye başlıyor...
Evet Eft yaparken sorununuzu ve yaptığınız şeyi hissetmek çok önemli...O sorunu hissedip,derecelendirip başlıyorsunuz,Eft'ye...
Ben genelde çok geriye gitmişsem eğer,kendimi o zamanki insan olarak görmeye çalışırım...Böylelikle daha net hissedebiliyorsunuz...
Sevgili Canan Deren;alerjilere bide bu metodla yapmayı dene,Mustang bu şekilde birçok alerjisinden kurtuldu...Ben ciddi şahidiyim,zaten alerjilerin birçoğu yaşadıklarımızın dışavurumu aslında...
Umarım Başarılı olursun...
Takıldığın yerde biz gene burdayız...
Sevgiler...
Dün kardeşimin oğlu önceden gittiği okuldan alınıp ankara kolejine verdiler ve ilk günü idi.Eski bir sınıfa düşmüş herkes bir birini tanıyor bu yabancı kalmış .Anne baba başındalar ve çocuktan çok onlar heyecanlılar.BU beni geçmişe götürdü bende ilk okula başladığım günü hatırladım ve içimde bir acı duydum .Beni okula dayım götürmüştü ve okula bırakıp gitmişti .Ben okulda kendimi çok yalnız hissetmiştim ve o sen benim için çok zor geçmişti .Ertesi sene başka bir okul ve yine aynı yalnızlık ve yine annem yanımda yoktu .Bu bir çocuk için çok zor bir durum ve benide etkilemiş .bunu size anlatmamdaki sebep belki sizlerdende bu tür şeyler yaşayanlar olabilir ve hatırlamamış olabilirsiniz .Ben bu konuyu düşünürken dizimdeki ağrı zonklamaya başladı.Ben kendimi nezaman yanlız ve terk edilmiş hissedersem dizim ağrıyor .Bu konuda kendime EFT yapacağım bakalım ne olacak sonuç .Ben kendimi bir çok konuda yanlız bırakılmış hissederim.Ben haklı olupta yalnız kalmaktan bıkmış bir insanım ve buda artık dizime vuruyor.

Sizde geçmişinize şöyle bir göz gezdirin ve kendiniz samimi olun bakın neler çıkıyor.
Merhabalar yine yeni keşfettiğim bir olayı anlatayım sizlere .Benim meşhur alerjilerim varya ,yünede çok alerjim vardı.Kışın Ankara'nın soğuna yün olmazsa olmazımdı ne yün kazak giye biliyordum nede yün yorgan örte biliyordum .Bütün alerjilerime yaptığım eftçok iyi gelmiş .Ben iki gündür yün yorganlarımı yıkıyorum.kimini makinada kimini küvette.tetemiz oldular .Bir keresinde annemlerde bir yün yastık yıkanmıştı onuda ben bile yıkakamamıştım ama nefes almakta çok zorlanmıştım ve erkenden eve dönmüştüm .Kışında yorganıma çift nevresim geçiriyordum.Yün kazak giydiğimde bir süre sonra nefes alamıyordum içim küçük kesilerle doluyordu sanki dudaklarım şişiyordu.Polen ve adaçayı tedavisi yapıyordum.Dün kendimi hiç olmadığım kadar iyi hissettim ve alerjen belirtilere rastlanmadı.Şimdi ikitane daha var onlarıda yıkamak istiyorum.Kendimi kaptırdım.

ben kendi hayatımla ilgili bir çok şeye eft yaptım bir takım sorunlarımı çözdüm ve alerjilerim içnde yaptım .Belki bilmeden alerjilerimin ortaya çıkmasındaki nedenlere de yaptım ve alejim içinde yapınca etkili oldu.

Kendinize konular belirleyin ve bir süre duygu 0lana kadar üstünde çalışın ve hergün bir duygu için yapın sonuçlarını bekleyin sonuç aldıkça daha bi gayrete geliyorsunuz.

Ohhh ben bu kışı ıhlamur içerek yün kazaklarıma sarınarak ve yün yorgan keyfi yaparak yaşyacağım.
Cezerye ben öncelikle kendime sorun ettiğim şeyleri listeledim beni üzen kıran öfkelendirenve benim şiddetle tepki verdiği olayları belirledim ve EFT yaparkende bunları hissetmeye çalışıyorum ve bazen boğazımda bazen dizimde hatta bir keresindede kalbimde hissetmiştim ve olay benim gerçekten kalbimi kırmıştı ogün kabin nasıl kırılacağını birkez daha anladım.Birde liste yaptıktan sonra her olaya ayrı ayrı EFT yap taki 0 hissedene kadar.Ben bu konuda uzman değilim ama kendi deneyimlerimi sizlerle paylaşırım bildiğim kadar sorularınız yanıt veririm.
Merhabalar ben bu gün kendime ıhlamur konusunda EFT yaptım ve ıhlamur kaynatıp içtim .Ben daha önceıhlamur kaynarken bile rahatsız oluyordum sanki ciğerlerimi elektirik süpürgesinin toz torbası gibi dolduğunu hissediyordum.Ayrıca ağazım su toplamış gibi kabarıyordu ve sanki otozu atabilmek için ciğerlerim patlayıncaya kadar öksürüyordum.Evde kaynamış olması bile beni bu hale getiriyordu.Bu gün EFT yaptım ve kemdimi ıhlamur içemediğim için derinden kabul edip onayladım ve sonuç ...tata ben bu gün bir kupa dolusu ıhlamur içtim ve kendimi iyi hissediyorum.Karete noktasına vururken sanki ağazım su toplamış gibi şiştiğini zannettim ve bir ara boğazımda ağrıdı ama 0 layıncaya kadar devam ettim ve bütün belirtiler yavaş yavaş geçti .Ben eskiden ıhlamuru severk içerdim sanki yine aynı duyguyu hissettim.Sizlerde deneyimlerinizi yazarsanız sevinirim.Herkese Başarılar diliyorum.
Bu gün yaşadığım şeyi sizinle paylaşmak istedim .Bugün ben temizlik yaptım .Her temizlikte kendimi kötü hissederim alerjim azar ve sorunlar başlar.Temizlikten sonra bikaç gün etkilerini gidermekle uğraşırım .Bendeki belirtileri ağazım mideme kadar sanki su toplamış gibi şişerdi nefes almakta zorlanırım ve bazende Kaşıntılarım olurdu .Bu gün kendimi şu ana kadar yokladım henüz bir şey yok .Ben bu işi çözdüm galiba .Ben EFt yaparken bütün alerjilerime demiştim ve on tur eft yapmıştım ve sonuç çok iç açcı oldu .İğde , temizlik ,araba tutması bunlara iyi geldi şimdide tektek hepsine yapayım bakalım ne olacak .En belirgin olanı ıhlamur ve çilek bakalım ne sonuç verecek.

Hepimize sağlıklı ve farkında günler dilerim.
Günaydın ...bu gün sizlere olumlama cümlesi oluşturmayı anlatayım buda önemli bir konu.Olumlama cümle kalıbı iki bölümden oluşur.
1. bölüm
ilk bölümde problem ifade ediliri
Toplum önünde konuşmaya korkuyorum.
Arkadaşıma çok kızgınım.
Sırtım ağrıyor.Uçağa binmeye korkuyorum
Çok gerginim ...Gibi

2.bölüm
ikinci bölümde çeşitli olumlama ifadeleri kullanılır.
Kendimi tamamen ve derindenkabul ediyorum
Kendimi kabul ediyorum
Kendimi seviyor ve kabulediyorum
Kendimi sevmeyi seçiyorum.....Gibi
Yaptığınız bir şeyden dolayı vicdan azabı duyuyorsanız
Kendimi bağışlıyorum .
kendimi affetmeyi seçiyorum diye bilirsiniz.
Standart EFT protokolunde çogunlukla
Kendimi tamamen ve derindenkabul ediyorum( ben en çok bunu kullanıyorum)
kendimi seviyorum
kendimi bağışlıyorum.
Son iki ifade de direnç göstere bilirsiniz şöyle kullanın
Kendimi bundan sonra sevmeyi seçiyorumyada aratık bu problemden özgürleşmeyi seçiyorum.diye bilirsiniz.
Merhaba ben siteyle tanıştıktan sonra en ücra köşelerini bile okumuş biriyim şimdiki paylaşımlara yetişemiyorum .Kendimde deneyimlediğim eft ile ilgili deneyimlerimi günlüğümde yazıyorum ama anlaşılan okumayanlara ulaşamıyorum anlaşılan .Bende bu konuda buraya yazmaya karar verdim.
Ben öncelikle size Mürüvvet Muratın kitabını almanızı öneririm.Elinizde bir kitap olması ve ona baş vurmak güzel kendinizce knuları belirliyorsunuz .
Sonra oturup hayatınızı gözden geçirin .Kendinize notlar alın ve başlayın öncelikle belirlemek ve hissetmek çok ilginç yelerde hissediyorsunuz .Ben genelde boğazımda hissediyorum çünki üzüldüğüm zaman veya çok sevindiğimde boğazıma bir şeyler düğümlenir.Hatta bazen çok üzüldüğümde boğazıma iner ve on gün ne yaparsam yapayım geçmez.Ben eşimle ilgili eft yaparken kalbimde hissettim çünki kalbim çok kırılmıştı.

Ben ençok annemle ilgili EFT yaptım .Bütün hislerimi yazdım ve sırayla herbirine EFT yaptım kimine iki tur kimine on tur birden ona kadar sayı veriyorsunuz ya o kendini belli ediyor .Bende önce yapamıyorum acaba oluyormu diye düşünmeye başlamıştım ama deneyim artıkça ve sonuç aldıkça kendinize güveniniz geliyor.

Ben annemle eşimle,alerjilerimle ilgili eftyaptım .Ben eft yaptıktan sonra çözümlediğim olaylara sedona yapıyorum .Böylece o olayı tamamen hayatımda bitiriyorum.

Benim bir çok şeye alerjim vardı ve 30 yaşından sonra ortaya çıktı bir gün bütün alerjilerime diye EFT yaptım .Bunu on tur yaptımve vücudumun bir çok yerinde hissetim.Kız kardeşimle parkta iğde ağacının altında oturduğum halde gayet iyi idim.Ben iğde kokusuna neredeysehatanelik olan ben hiç etkilenmedim.

Bu yolculukta da şunu fark ettim beni araba tutuyordu .Hele köroğlu belinde gözümü açamıyordum bu sefer hiç bir şey olmadan gidip geldim.Şimdi sırada temizlik var ve deterjan alerjime de uygulayacağım.

Ben bazı çözemediğim olaylara NLP yapıyorum.Hayatımı geri ileri götürüp getiriyorum çok ilginç şeyler hatırlamaya başladım ve EFT yi onlara yapıyorum .Ben hiç bir şeyden korkmam zannederdim ama çocukken annemle babamın kavgalarından öylesine etkilenmişizki hep terkedilme korkusu yaşamışım .Bu korkuya EFT yaptığımda dizimde hissettim meşur diz ağrım sanki kalbim dizimde atıyordu ve ben kendimi çok zorlayarak eft yaptım ve sonuç diz ağrı çok zorlamadığım sürece ağrımıyor .Bakalım onu ne geçirecek.Ben artık deneyimlerimi sizlerle burada paylaşmak istiyorum bana sormak istediğniz şeyler olursa severek cevaplarım.

7 Ekim 2010 Perşembe

Ankara'da Soğuklar Başladı

Tabii ki sadece Ankara değil heryerde soğuk var ...Bana sanki iyi geldi gibi üstümdeki uyuşukluktan kurtuldum iki gündür müthiş bir soğuk var ...

Bu sabah gayet dinç bir şekilde kalktım ...Geçen hafta bu gün İzmire gittik görümcemin oğlu evlendi kısa süreli koşuşturmalı yolculukları sevmiyorum ...Hele sivrihisarı geçmek bende kötü bir anımı canlandırıyor ve beni araba tutmaya başlıyor ...Birde Köroğlubeli hem rakım yükseliyor hemde anılar ...

Yine sıkıntılı bir yolculuğa çıkmıştık kayın valide gider ayak coştu ve hepimizi gerdi ...Eskisi kadar olmasada araba tutu geçmişte yaşanan olaylar benim araba tutmasındaki etkenler artık ne olduklarını gayet net bir şekilde biliyorum ve kendime EFT yapacağım bu konuda ...Ben bu konuyu aştım bitti zannederken tekrarladı neden ?diye kocaman bir soru sordum kendime ...Ben bu olaylardan dolayı değil alerjilerime genel bir EFT yaptığımda araba tutmasınada iyi gelmişti artık biliyorum ve sorunun kaynağına EFt yapacağım ...Yinede eskisi gibi ağır geçirmedim sadece hissettim ...

İzmiri ilk defa soğuk gördüm denizin kenarında oturamadım bile kebapçı kedisi gibi uzaktan bakıştık birbirimize...

Dönüşte hep uğramak istediğimiz sarp harabelerine uğradık yıllar önce gitmiştik ancak kazı çalışmaları devam ediyordu şimdi bayağı büyümüş ve hala kazı çalışmaları devam ediyor ...İnsan kendini başka zamanda kaybediyor bir an ve onlarmı teknolojide bizden üstündü bizmi diye düşünmeden edemiyor ...Bakarken bile hayret içinde kalıyorsunuz yapıların güzelliğine ve estetiğine ...Günümüzdeki şekilsiz kişiliksiz mimariye bakınca insan keşke diyor ...yy öncesinden kalan kocaman zarafete hayran olduk ...

Her zamanki gibi bir Serpil -Osman klasiği haline gelen afyonda kaymaklı ekmek kadayıfı yedik son kuruşumuza kadar harcayıp düştük evin yollarına...


24 Eylül 2010 Cuma

Hayat sanki durgun akan bir su gibi

Bu aralar durdum sanki herşey benim dışımda gelişiyor ben seyrediyorum gibi...İçimden hiç bir şey yapmak gelmiyor hatta yazı yazmak bile ...

Bu durağan dönem sanki kafamın içindeki bir çok şeyi toprağa akıtıyorum yok olup gitsin diye...Bazılarını hiç düşünmek bile istemiyorum dillerndirip kafamda büyütüp gerçekleşeceklerinden korkuyorum sanki düşünmezsem yok olacaklar veya dah iyi sonuçlanacaklar gibi geliyor...

Kendime verdiğim sözler hiç birini tutamıyorum hep kendimi atlıyorum ...Gereksiz işlerle uğraşmaktan vakit bulamıyorum yada tembellik ediyorum ...Kendimi ne çok göz ardı etmeye başladım yine eskisi kadar değil atık bellirli bir bilinç oluşturdum ancak yinede öğrendiklerimi uygulamya bile koymuyorum ...Sanki elim kolum bağlanmış kalın bandajlar içindeyim ...mumyalandım sanki...SİLKİNİP yeniden çalışmalarıma başlamalıyım...

Bunların nedeni belki yapacağım çalışmaların beni inciteceğinden korkuyorum ...Çünki ikinci on yıl benim hayatımda en yanlız olduğum dönemdi ...Kalabalıkların içinde yanlız kalmanın ne demek olduğunu öğrendiğim dönem ...Acımış incinmiş ve yanlız tek başıma ...Belki bu korkutuyor beni tekrar o günlerdeki yanlızlık hissi hatırlamak istemediğim ...ama aşmam lazım kendimle barışmam kendimi yeniden inşa etmem lazım...

12 Eylül 2010 Pazar

Yorgun ,üzgün bir bayramın ardından

Harabe gibi yorgunun yıkık dökük ve incinmiş ...Şöyle geri dönüp son haftaya baktığımda ne çok şey yaşadım ...Birdefa çok yoruldum o aşıla bilir ilaçlarımı aldım dünde hiç kalkmadan dinlendim şimdi iyiyim ...Ancak incinmişlikle ilgili sıkı bir EFT çalışması yapmam lazım dün yine dizim ağrıdı sanki birşeylerin sinyalini veriyordu bana ...Vefasızlık incitiyor beni ben kendimi paralayım öteki parmağını kıpırdatsa olay ...Bu kadar basitmi yaşam ...

Birde en sevdiğinden gelirse vefasızlık daha fazla incitiyor...Çok çalışmam lazım bir çok kişi ile olan eterik bağımı kesmem lazım artık ben olup kendim için yorulmam lazım ...Bir anda bir sürü hedef sıraladım sıra bunları uygulamuya geçirmekte ...

Evet geleleim bayramın kritiğine :Arefe gününden yapılan hazırlıklardan sonra sabah kahvaltısında kuzenlerle birlikte aile fertleri bir araya geldik keşke sağlığındada bir araya gelebilselerdi diye düşünmeden edemedim ...Mükellef bir kahvaltıdan sonra bayaramlaşma faslını bitirdik ve misafirler gelmeye başladı ...uzun süredir görmediğim kişilerle görüştük küçükler büyümüştü onları göerdük hüzünlü ancak güzeldi ...Bu sene sadece annemin değil kuzenleriminde ilk bayramları idi...Biz bu kadar kapı kapanmasın diye uğraşırken onların evlerinin kapılarını açan olmamaıştı ...Bize gelenlerde bu burukluğu dile getirmişlerdi ...

Her ne olursa olsun aramızda olmasa bile büyüklerimizi saygıyla anmak güzel ...

İkinci günün akşamı evime geldim gece yarısına kadarda sevdiklerim beni yanlız bırakmadılar ...Üçüncü gün de misafir ağırlamakla geçti ve mutlu son bayram bitti ...

Bir bayramda böylece geçti gitti...Allah da güzel günlerde şeker tadında bayramlar nasip etsin...

6 Eylül 2010 Pazartesi

Yine bayram geldi

Bu bayram kayıplarımızın olduğu bir bayram ...Annemi kuzenlerimi kaybettiğimiz onlarsız geçireceğimiz ilk bayram...

Biraz garip geliyor herşey sağlığında işi olanlar ölünce ne çok kıymet vermeye başladılar ,hayretler içindeyim ...Herkes ne yaparsa yapsın beni ilgilendirmiyor ben elimden geldiğincede sağlığında da yanında oldum içim rahat ...

Sevdiklerimin arkasından göz yaşı dökmüyorum çünki onlarla yaşarken dolu dolu yaşadım içimde keşke şunuda yapsaydım diye birşey kalmamış ...Annemle ise incinmişlik kırılmışlık ve vefasızlık kalmış ...

Ne çok incitiyor beni vefasızlık ,kadir kıymet bilmezlik ...Sanki mecbursunuz birkere kolunuzu kaptırdınızmı vazifeniz yaşam boyu sırtınızda taşırken bile memnun edemiyorsunuz bu vefasızları hep biraz daha fazlasını istiyorlar ...Kimileride güya teşekkür ediyor ama oda vefasız en basit olayda seni satıyor...

Acaba bizler vefanın ne olduğunu bilmiyormuyuz ki böyle oluyor ...Olaya iyi tarafından bakmaya çalışıyorum...

Neyse yarın babama gidiyoruz...Hazırlık yapılacak kahvaltıya misafirler var...Annem kahvaltı hazırlamayı hiç sevmezdi ancak hazırlanmış kahvaltılarda misafir ağırlamayı severdi onun yerine hep ben hazırladım kahvaltıları ...Kızkardeşimle yarın gidip hazırlıklara girişeceğiz...bizleri yanlız bırakmayacak dostlarla birlikte annemi annacağız...Biraz hüzün biraz buruk bir bayram geçireceğiz...

Geçen pazar annemin kabrine gittik insan söylerken bile yakıştıramıyor ....Güzel yüksekçe biryerde ona ne kadar kızgın olduğumu gördüm ...Bana yaptıklarından dolayı değil kendine yapmadıklarından dolayı ne çok vazgeçti kendinde belki yine aynı gün ölecekti ancak daha kendine birşeyler yapmış olacaktı ...

Herşeye rağmen herkesin şeker bayramını kutlarım iyi bayramlar...


Bencede çok doğru bunları bende öğrendim

1- Kendimi neselendirmek istedigim zaman en iyi yolun baska birini neşelendirmeye çalışmak olduğunu öğrendim.
2 - Bir bebegin evlilik sorunlarini çözemeyecegini ögrendim.
3- Bir tartismayi tatliya baglamadan yataga gidilmemesi gerektiğini öğrendim.
4- Isyerinde romantik iliskiler aranmamasi gerektigini ögrendim.
5- Insanin... kendisinden daha sorunlu birisiyle evlenmemesi gerektiginin ögrendim.
6- Çalistirdigimiz insanlara iyi davrandigimizda, onlarin da müsteriye iyi davrandiklarini ögrendim.

7- Bir toplantida zekâmi ya da sohbetimi göstermek konusunda tercih yapmak gerektiğinde sohbeti seçmenin daha iyi olacağını
8- Insanlara iyi davranmanin hiçbir maliyeti olmadigini ögrendim.
9-Gerçekten yasamaya baslamak için emeklilik beklenirse, çok uzun bir süre beklenilmiş olunacağını öğrendim
10-Iyi kalpli olmanin mükemmel olmaktan daha önemli oldugunu
11-Bir domuza ve bir çocuga istedikleri her seyi verirseniz sonuçta çok iyi bir domuzunuz ve çok kötü bir çocuğunuz olacağını öğrendim.
12-Kimle evlenecegin kararinin hayatta verilen en önemli karar olduğunu öğrendim.

30 Ağustos 2010 Pazartesi

Üşengeçliğinizi Nasıl Atarsınız? Kendinizi Nasıl Harekete Geçirirsiniz?

Biz insanoğlunun en büyük sorunlarından birisi de kendi kendimizi harekete geçirecek enerjiyi bir türlü bulamamamızdır herhalde. Konuşmaya gelince herkes fikrini söyler. “Şöyle yapılmalı” “Evet evet bunu yapmalıyız bana göre de” “Hayır aslında buradaki temel nokta….vs”. Herkes adeta birer danışman edasıyla fikrini ortaya koyar. Belki iyi niyetle fikirler ortaya koyulur.

Ama genel olarak bizim en büyük problemimiz harekete geçme ya da başka bir deyişle aktivitedir. Yani biz düşüncelerin önüne geçememiş fikirsel çatışmaların içinde kaybolup gideriz. Ne zaman ki birileri bunun farkına varırsa da o diğerlerinin önüne geçer. İlim adamı işadamı saygın bir siyasetçi ya da falanca yerde bir yetkili olur. Peki bu kadar konuşmamıza rağmen neden kendimizi harekete geçirecek bu enerjiye bir türlü sahip olamıyoruz ? Herkes görüntüde şöyle yapılmalı bu yapılmalı deyip güzel düşünceler ortaya koyabiliyor. İyi niyetini ortaya koyabiliyorken bunu neden uygulayamıyor ? Şimdi bunun nedenlerinden ve ne yapılması gerektiğinden kısaca bahsetmek istiyorum.

Harekete geçmemizi engelleyen en büyük nedenlerden birincisi hiç kuşkusuz ki yetiştiriliş tarzımızdır. Daha küçük yaşlardan itibaren analarımız ve babalarımız bizlere toz kondurmazlar. Benim oğlum haklıdır veya benim oğlum / kızım bunu yapmaz derler. Çocuklarının hayata alışması için veya başka bir deyişle ayakta kalmayı öğrenmesi için pek bir şey yaptığımız söylenemez. Aman kızım sen yapma biz hallederiz. Falancayı devreye sokarız işlerini hallederiz. Aman oğlum neden yemeğini yemedin dur sana hemen yiyecek bir şeyler hazırlayayım der annelerimiz. Hatta bazen anneler çocukları kocaman olmasına rağmen onlara kendileri yemek yedirmeye çalışır. Ben 7 yaşındaki çocuğuna yemeğini kendisi yemek istemediği için zorla ayakta çorba içirmeye çalışan anneler gördüm. Daha neler neler..

O halde ilk nedenimiz; Birilerinin sizin yerinize bir şeyleri yapmasına alıştıysanız her şeyi önce başkalarının yapmasını beklersiniz. Zira insanoğlunun tabiatında her zaman kolay olana yönelmek vardır. Kolay olan bir başkasının yapmasını yapmaktır. Zira yeni doğan bir bebeğe ilk 3 gün biberonla mama verirseniz bu daha sonra kendisine daha kolay geleceği için annesinden süt emmek istemeyecektir. Kolay olana yönelmek daha bu hayata geldiğimiz günden itibaren kazandığımız veya öğrendiğimiz bir tutumdur.

Harekete geçmemizi engelleyen diğer unsurlardan birisi de içinde bulunduğumuz ruh halidir. Eğer uzunca bir süredir bir konuda çabalamış iseniz ve onda da bir başarı elde edememiş iseniz pek muhtemeldir ki sonrasında da bu sizde yılgınlığa neden olacaktır. Hatta öyle durumlar vardır ki bu sizin hayata küsmenize depresyona girmenize veya bunların daha hafifleri olarak stres ve duygu durum bozukluklarına yol açacaktır. Hayata bir şekilde küsen insanlar hayata tutunmak için kendilerinde bir umit görmedikleri için harekete geçmezler. Nasıl olsa yine başaramayacağım derler. İçlerinde biraz korku biraz yıpranmışlığın verdiği çaresizlikle artık ne yapabilirim ki derler.

Çaresizlik insanı yıpratan ve bir adım öteye gitmesine engel olan en büyük nedenlerdendir. Daha önce sürekli kaybettiğini düşünen insan bu davranışı artık öğrenmiştir. Biz buna psikolojide öğrenilmiş çaresizlik duygu durumu deriz.

Tembellik etmek veya gayret göstermemek te yine bizim harekete geçmemizi engelleyen unsurlardandır. Biz millet olarak rahatlığa alışmış bir topluluğuz. Bugün sokaktan herhangi birisini çevirip çok paran olsa ne yaparsın sorusunu sorsanız hemen hemen hepsinde de güzel bir tebessüm belirerek şunu yapacağım bunu yapacağım diyerek hayallerini anlatırlar. Hemen hemen tüm insanlarda rahat bol kazançlı daha az emek harcayarak daha çok para kazanma düşünceleri vardır. O yüzden ülkemiz girişimcileri sabit bir iş yapmadan sürekli o günün moda işi neyse veya o anda ne kazançlıysa onu yapmaya çalışırlar.

O anı kurtarmak önemlidir çünkü. Örneğin TV’lerde yayınlanıp ta birincilerinin daha sonra hiçbir şekilde hatırlanmadığı yüzlerce yarışmayı aklınıza getirin. Veya yılbaşı günleri alınan milli piyango biletlerinin veya devir miktarı arttığı zaman sayısal loto bayilerinin önünde oluşan kuyrukları düşünün. Tembellik öylesine başa bela bir şeydir ki gerek fiziksel olarak ve gerekse de düşünsel olarak tüm insanların en büyük düşmanlarından birisidir. İnsana uyuşukluk verdiği gibi insanın içinde zaten kısıtlı olan gayret duygularını da ortadan kaldırır. İnsanın herhangi bir işi daha başlamadan bitirmesine neden olur. Önce kafada ortaya çıkan bu tembellik bir süreden sonra sizin fizyolojik olarak ta sağlınızın bozulmasına neden olur.

Yine bununla ilgili aklıma gelen güzel bir örneği vermek istiyorum. Örneğin eskiden zayıflama uzmanları egzersiz önerirlerdi. Ama gelişen ve tembelleşen dünyamızda bugün bitkisel adı altında öyle ilaçlar çıktı ki ve siz öyle şeyler vaat ediyorlar ki. Daha önce girişimci diye bahsettiğim kişi veya kuruluşlar o günün trendine uyarak ve ayrıca insanın tembellik içgüdüsünü de dürterek “Hareket etmeden falanca içerikli bitkisel hapları içerek zayıflayabilirsiniz diyorlar” Belki doğru belki yanlış ama bunda bile kolaya kaçan biz yakında herhalde koltuğa yapışık olarak yaşamaya başlayacağız. Sokağa çıktığınızda altlarına tekerlek takılmış binlerce koltuk ve üzerinde birer tuşa basarak bu koltukların üzerinde bir yere gitmeye çalışan insanlar göreceksiniz. Oysa insan hareket ister ve buna göre yaratılmıştır.

İçinizdeki tembellik içgüdüsünü ortadan kaldrımaz iseniz korkarım ki hem sağlığınızdan olacaksınız hem de ruhsal olarak daha kötüye gideceksiniz. Zira içinizde biriken enerjiyi atabilmenizin ve rahatlamanızın tek yolu fiziksel olarak ta sağlıklı olmanızdır. Tembelliği hareket ederek yenersiniz.

Yaptığınız her hareket neticesinde maddi bir kazanç beklemeyin. Evet yaptığınız her hareketin bir şeyler kazandıracağını düşünün ama burada önemli olan bunun sürekli olarak sizin olmasını beklemeyin. Burada önemli olan gerçekleştirdiğiniz her eylemin sizin için veya başka insanlar için faydalı olacağını düşünmenizdir. Bir iş yaparken hep kendinize faydası olup olmadığını sorgularsanız bu sizi bencil ve faydacı bir insan haline getirir. Faydacı bir insan olmak ise toplum tarafın kabul edilebilir bir insan tipi değildir. Yapacağınız işleri sadece kendinizin faydasını düşünerek yapmayın. Allah rızasını gözetin. Birilerinin sizin sayenizde mutlu olduğunu belki hayatının kurtulduğunu hayal edin.

Unutmayın ki hayatta her şey karşılıklıdır. Hayat öylesine adaletlidir ki. Siz bugün birileri için bir şey yaparsanız şuna adım gibi eminim ki siz zora düştüğünüzde de birileri size yardımcı olacaktır. O yüzden harekete geçmek için kendi faydanız olup olmadığına bakmayın. Yapacağınız iş sizin faydanıza değilse bile başka insanların faydasına olacaktır. Başkalarına yardım etmenin verdiği vicdani rahatlamayı onlardan gelecek duayı hiçbir parayla alamazsınız. Geriye dönüp baktığında kim hayırlarla anılmayı istemez ki ?

Alışkanlıklarınızı değiştirin ! Küçüklüğünüzden itibaren geliştirdiğiniz bir takım tutumlar olabilir. Kendinize özgü alışkanlıklarınız veya düşünce biçiminiz olabilir. Hatta sizin değişmez prensipleriniz de olabilir. Ama durup arada bir şöyle düşünmelisiniz. “Dünya bile sürekli değişirken benim düşünce biçimimde acaba hiç mi yanlışlık yok ? “ Kendinizi tıpkı arabaların servis bakımları gibi arada bir gözden geçirin. Zira kötü alışkanlıklar da insanın harekete geçmesine engel olan en büyük etkenlerdendir. Örneğin; Sürekli sigara içen biriyseniz bir süre sonra bunu bırakacak gücü bulamazsınız kendinizde.

Bunun size zarar verdiğini bilirsiniz ama sürekli erteler ve üşenirsiniz sigarayı bırakmayı. Hatta daha sonra “Hayır efendim sigara içenlerinde hakları var” gibi bir saçmalık bile ortaya atabilirsiniz. Sahip olduğunuz kötü alışkanlık yüzünden doğrunun ne olduğu hak hukuk teraziniz zarar görür. Doğrusu sigara içememek iken kendinizi birden sigarayı içenleri savunurken bulursunuz. Bu benim insan hakkım der kendinizi kandırırsınız. Oysa yapmanız gereken alışkanlığınızın size ve çevrenize ne gibi bir zararı olduğunu sorgulamaktan başka bir şey değildir.

Düşüncelerinizi arada bir gözden geçirmek iyidir. Her ne yaparsanız yapın ne düşünürseniz düşünün alışkanlıklarınızın yaşam stilinizin düşüncelerinizin kararlarınızın Hakk”a hukuka uygun olmasını esas alın. Bu sizin hayatla daha barışık olmanızı sağlayacaktır.

ÜŞENGEÇLİĞİ YENMEK İÇİN NE YAPMALI :

1-Kendinizle barışık olun. Hep ben demeyin. İnsanlar içinde bir şeyler yapabilecek iken sadece kendiniz için bir şeyler yapmayın. Bana ne faydası olacak düşüncesi sizi bir süre sonra bencil ve herhangi bir olay karşısında hareketsiz bırakır. Bir süre sonra hiçbir olay karşısında hareket edemez hala gelirsiniz.

2-Sağlıklı bir vücuda sahip olun. Egzersiz yapın. Eğer hergün belli bir saat aralığını fiziksel aktiviteye spora ayırmaz iseniz bir süre sonra vücudunuz tembelleşir. Vücut ve beyin birbiriyle uyumlu iyi birer takım oyuncusudur. Birinden biri çalışmaz ise diğeri de durur.

3-Vicdanınızı arada bir sorgulayın. Arada bir zihinsel muhasebe yapmak iyi bir insan olacağım cümlesini kurmak sizi iyi bir insan olmaya yöneltecektir. Unutmayın ki önemli olan sadece ben iyi bir insanım demek değil. Başka ve çok çeşitli insanlar tarafından da evet sen iyi bir insansın diye geri bildirim almaktır.

4-Alışkanlıklarınızı gözden geçirin. Sizi hareketsiz bırakan her tür alışkanlık kötüdür. Sizin faydalı işler yapmanıza engel olan her tür alışkanlık kötüdür.

5-Hiçbir şeyi sadece maddi kaygılarla yapmayın. Manevi kazançların aslında sizi daha çok ayakta tutacağını bilin.

6-Kendiniz için bir yaşam felsefesi geliştirin. Davranışlarınızda tutarlı olun ve bunu hareketlerinizle de gösterin. Belirli durumlara hep aynı tepkiyi verin. Unutmayın ki olumlu davranışların tekrarı zamanla alışkanlığa dönüşecek ve siz farkında olmadan faydalı alışkanlıklarınız olacaktır.

7-Öğrenilmiş çaresizliğinizi yenin. Her durum kendi başına bağımsız bir olaydır. Daha önce benzer bir olay karşısında yaşadığınız başarısızlık sonra da gerçekleşecek değildir. Pekala çabalayarak ve akılcı hareket ederek ve en önemlisi de sabrederek başarılı olabilirsiniz.

8-Bir durum karşısında hep” aman canım bana ne” demeyin. Başkaları nasıl olsa yapar demeyin. Yani hep karşıdan beklemeyin. Bu sizin hep tereddüt etmenize neden olur. Çekimser arka planda kalan etliye sütlüye dokunmayan bir insan haline gelirsiniz. Bir süre sonrada bencilleşir ve sadece kendiniz için yaşayan ir insan olursunuz. Oysa herkes bir toplulukta yaşadığına göre o topluluğun her ferdi insanların gerçekten faydasına olacak bir konuda Hakka hukuka uygun bir şekilde her duruma yardımcı olmalıdır. Destek vermelidir.

9-Zihinsel süreçlerinizi geliştirerek sosyal bir insan olmaya karar vermelisiniz. Entellektüel sermayenizi ve Allah inancınızı ne kadar geliştirirseniz o kadar sorumlu ve vicdanı huzurlu bir insan olursunuz.

10-Yaşamınızda hep empati yapın. Yani bir karar verirken acaba onun yerinde ben olsam ne yapardım deyin. Bir durum karşısında kendinizi hep o durumu yaşayan insanın yerine koyun. Eğer vicdan sahibi iseniz zaten bu sizi harekete geçmek için ikna edecektir

Alıntı

29 Ağustos 2010 Pazar

Ne güzel şeydir birilerine dostum diye bilmek

Ne kadar azda olsa ...Sevincini üzüntünü işini bile paylaşmak dost olmak her an arkanı kollamadan kollarına bırakmak kendini ...

Biz bu aralar badanadayız ya artık çok iyi dost olduğumuz Nalan ve Erdal bizi hiç yalnız bırakmadılar yemekler yapıp getirdiler evde yapılacak takma işlerinde Erdal bize yardımcı oldu ...İnsanın yanında olan birilerinin sıcaklığı gibi olmuyor hiç birşey ...

Bazen hayatınızda en yakınlarınız bile dostlarınız kadar sizleri düşünmüyor ...Ne çok koşturdum ben bir çok kişiye ancak kadir kıymet bilen ne kadar azmış gördük ...Bazen ne çok yere kendimi gereksizce yordum diyorum ama artık geçmişi geride bıraktım geçti gitti bundan sonra yapacaklarıma dikkat ederim artık...

Günümüzde insanlar çabuk tükettikleri için herşeyi kıymet bilmez hale geldiler ...Bu yüzden ilişkiler çabuk tüketiliyor daha başları sıkışıncada yapmasydın deyip işin içinden sıyrılıyorlarama o kişi onu yapmış birkere veya ileride yaşanacak güzel günleri es geçip gidiyorlar ...Sevgili Nalan ve Erdala çok teşekkür ederim birlikte paylaştığımız herşey için...

22 Ağustos 2010 Pazar

Boya badana günleri

Bu gün mutfak ve çocukların odası badana yapılacak mutfağın işi uzunsürecekte neyse başlıyoruz...Bütün mutfak salona çocukların odasıda bizim odaya boşalmış durumda ...

Dün boşaltma işilemini yaparken hayatımızda ne çok gereksiz şeyi biriktirdiğimizi yeniden farkettim ...Atılacak ne çok şey vardı ,sınıflandırdık atılacak verilecek diye ...Şöyle bir bakıyorumda hayatımızı ne çok sadeleştirdik yine ...Eşyalar ,insanlar bütün fazlalıklardan kurtuluyoruz teker teker...

Bana hayatımızı zehir eden kavramlar konusunu hangi siteden ulaşa biliriz diye sorular geliyor ...Ben Nilgün Çalık'ın facesinden alıntı yaptım isteyen oradan bakabilir herhangi bir siteden yapmadım ...

İş başlıyor hadi kolay gelsin bize...

20 Ağustos 2010 Cuma

hayatımızı zehir eden kavramlar

Bu kavramları sizlerle paylaşmak istedim bazen insan nereden başlayacağını bilmiyor veya ego size öyle sahip çıkıyorki bende yok diyorsunuz ...Benimde böyle dediğim zamanlar oldu ancak yılmadan kendime EFt yaptığımda bir çok çözemediğim kendiliğinden halloldu ...Lütfen çalışma yaparken azimli olun kendinizden vazgeçmeyin ...Kimi zaman incine bilirsiniz ancak o günlük bırakın ve yeniden devam edin ...

bir danışanım geçmişin izlerini ağır yaşamıştı her yaptığı çalışma onu çok hırpalıyordu üzüldüğü anda bırakmasını ertesi gün yeniden devam etmesini söyledim ve yanına kocaman bir bardak su almasını tavsiye ettim ...Bu şekil çalışınca kendini daha rahat hissetti ve çalışmalarından verimli sonuç alabildi ...

Hayatımızı Zehir Eden Gereksiz Kavramlar 17: Rezil Olma Korkusu
Rezil Olmak (küçük düşmek). Hiç bir durum karşısında rezil olmuş ve küçük düşmüş gibi hissetmek zorunda değiliz.
SETUP: "Her ne kadar, davranışlarımı, rezil olmak - küçük düşmek gibi gereksiz ve sahte kavramlar üzerine inşa ediyorsam da, aslında bu şekilde kurguladığım davranışlarımla, kendi insanca yaşama hakkımı kendi elimden aldığımı kabul ediyorum. Rezil olma-küçük düşme kavramlarını yeniden sorgulamayı seçiyorum. Rezil olduğuma, neye göre kime göre karar verdiğimi sorguladıkça, gereksiz kavramlardan özgürleşebilirim. Davranışlarımı rezil olma korkusuna göre değil, tamamen kendi bilinçli seçimlerime göre değerlendirmeyi seçiyorum. Elalem ne der korkusundan özgürleşmeyi seçiyorum. Bu korkum yüzünden, kendi davranışlarımın, seçimlerimin kontrolünü başkalarının algılarına ve anlayışlarına bıraktım. En doğal davranışlarımı bile rezil olmak olarak algıladım. Rezil olma korkusunun içimdeki çocuğun korkuları olduğunu kabul ediyorum. Çoğu davranışımı, isteğimi, hayalimi, gerçekten içimden geçenleri, başkaları ne der korkusuna göre değerlendirip, kendi önüme engel koyduğumun farkındayım. Rezil olma korkusu yüzünden kendimi kısıtladıkça, içimdeki insanı boğduğumun farkındayım. Eğer yaptığım şey yanlışsa buna kendim karar verebilirim. Yanlış bir şey yaptıysam, özür dileme ve hatamı düzeltme gücüne sahibim. İnsansam hata yapabilirim. Hatalarımı rezil olmak olarak algılamaya son veriyorum."
EFT VURUŞ İFADELERİ: "Rezil olmaktan korkuyorum", "küçük düşmekten korkuyorum", "elalem ne der?", "Kimbilir hakkımda neler düşünecekler?", “Bu yaptığım duyulursa rezil olurum”, "Gizlemem gerekir.


18: Kin Gütmek
Kimseye kin gütmek zorunda değiliz. Kin gütmek ve intikam duyguları beslemek hiç bir haksızlığı tamir etmez. Sadece intikamı besleyen kişiye zarar verir.
SETUP: "Her ne kadar, bana yapılan bir haksızlığın acısını hala içimde taşıyarak kendimden ve başkal...arından intikam almaya çalışıyorsam da ve bu duyguların beni koruyacağına inanıyorsam da, aslında bana zarar vermekten başka bir işe yaramadığını kabul ediyorum. Amacım bir haksızlığı düzeltmek ve haklarımı korumak ise, intikam almanın hiç bir işe yaramayacağını anlamayı seçiyorum. İçimde birikmiş duyguların, beni acıttığı kadar kimseyi acıtmayacağını biliyorum. Bir çok kereler intikam alsamda huzur bulamayacağını anlamayı seçiyorum. Beni gerçekten huzurlu hissettirecek tek şey, birikmiş duygularımı boşaltmak ve affetme sürecini başlatmaktır. Kızgınlıklarımı, öfkelerimi, pişmanlıklarımı, suçluluk duygularımı boşaltmayı ve iyi hissetmeyi seçiyorum. Bana yapılan bir haksızlık karşısında kendimi kötü hissetmek ve hala acıyı canlı tutmak zorunda değilim. Birikmiş duyguları içimde tutarak, asıl kendimden intikam aldığımı ve kendime huzurlu yaşama hakkını vermediğimi anlamayı seçiyorum. Birikmiş duygular beni geçmişe ve başkalarına bağımlı kılıyor. Bazen beni inciten kişi, beni ne kadar üzdüğünü anlasın ve pişman olsun diye, kendimi mutsuzluğa mahkum ettiğimi farketmeyi seçiyorum. Aslında kimse benim mutluluğumdan ya da mutsuzluğumdan sorumlu olamaz. Beni inciten kişiden intikam almak için, kendimi kurban etmeye artık son veriyorum. Hata olarak gördüğüm, hala kendimi suçladığım, pişman olduğum bir çok şeyden dolayı da, kendimi cezalandırıp kendimden intikam aldığımı farketmeyi seçiyorum. Başkalarından intikam alma mekanizmalarımı farketmeyi ve intikam almaya çalışmak yerine birikmiş duygularımdan özgürleşmeyi seçiyorum."
EFT VURUŞ İFADELERİ: “Haksızlığa uğradım”, “İçimdeki bu acı”, "İçimdeki bu kızgınlık", "İçimdeki bu öfke", "İçimdeki bu suçluluk", "İçimdeki bu pişmanlık", "Bu duygular olmadan yaşayamam", "bu bana yapıldıysa, asla huzur bulamam", “O kişi de benim gibi acı çekmeli”, "Ne kadar acı çektiğim farkedilmeli", "O kişi yaptığına pişman olmadan huzur bulamam"


Nilgün Çalık Şimdiye kadar 18 tane gereksiz kavram EFT si ve 7 tanede farklı konularda EFT paylaştım... Bütün EFT lere, http://www.eft-turk.com/eft-gunlugu.html linkinden ulaşabilirsiniz. Aklınıza başka gereksiz kavram geliyor mu? Ya da başka hangi konularda EFT istersiniz arkadaşlar? Artık istek EFT lere geçiyorum :))


17 Ağustos 2010 Salı

Sesimi duyan varmı?

Ne kadar korkunç bir gecey uyanmıştık elektirikler kesilmiş walkmanin radayaosundan dinliyorduk her an yeni biryerden haber geliyordu ...Bir sürü yerden insanlar feryat ediyorlardı ...Önce kendi canlarımızı düşündük aradık kayınbiraderimleri...Onlardan haber alınca rahatladık bir nebze ...Anacak felaketin boyutları sabah karşımıza dağ gibi çıktı ...

Biz günlük işlerimizde iken insanlar can derdinde idi ...Ben oğlumun sünnetine hazırlık yapıyordum ...Hiç unutmuyorum tvde ilk görüntü avcılarda enkaz altında kalmış bir kızın görüntüsü idi onlarca molozun içinden bakıyordu canlı dipdiri ...Hala silinmedi gözlerimin önünden ...Oğlumun sünneti sadece bir yemek ve meviltle sakin geçti ...Hatta çocuğuma sünnet kıyafeti bile almamıştım ...

Büyük bir felaketti yaşanan...Ancak ne çok kenetlendik millet olarak acıları sarmak için ...Ancak ders almadık yaşanan acılardan insan hırsları geçti yardım severliğin önüne ...Depremde hibe yapılan konutlardan kira alınmak isteniyormuş ...Alınan herşeyden vergi biyerlerde yok olup gitti ...Sadece göz boyamak için yapıldı bir kaç şey ...Çekilen acılar parçalanan yuvalar yaşanan travmalar ,ateş düştüğü yeri yaktı kavurdu ...11 yıl da dağ fare bile doğuramadı ...Hatta insanlara mahsusturancak tekrarlanırsa hata olmaktan çıkar facia olur ...
MARMARA DEPREMİNDE HAYATINI KAYBEDENLERİ RAHMETLE ANIYORUM...ALLAHIN RAHMETİ ÜSTLERİNE OLSUN...

14 Ağustos 2010 Cumartesi

Yine bir pazar ve huzur

Bir zamanlar bir araya getirmekte zorlandığım iki kelime idi...

Önce anne babamınkavgaları daha sonrada eşimle benim nedensiz atışmalarımız ...Ben çocukluğumdan beri pazarları tetikte yaşadım korktum ,hiç sevmedim bu yüzden pazar günlerini ...Buda kendi yaşantıma yanlışları çekmeme sebep oldu ...Kişiler değişti olaylar değişti ancak pazar kavgaları bitmedi ...
Benim kendime yaptığım EFT seansları sayesinde aştımkırdım zincirleri ...

Artık huzurluyum sabahın erken saatlerinde kalkıp oturuyorum , çevrenin sesizliğinin içinde bilgisayarın başında kendimi dingin ve huzrlu bir deniz gibi hissediyorum ...Sonra yavaş yavaş evdekiler kalkıyor ...Kayınvalide bile huzurumu bozamıyor ...Aynı huzur gün boyu sürüp gidiyor ...Kabus huzura döndü ...Bu kolay olmadı kendimle çok ciddi çalıştım acıttım kanattım ve iyileştirdim ...
Herkese yalan söyleye bilirsiniz ama en kötüsü kendinize söylediklerinizdir...EFT de en önemli şey kendinize dürüst olmanızdır ...

Bu gün ki huzuru sadece EFT ile kazanmadım elbetteki okuduğum kitaplar ,yaptığım diğer çalışmalar çekim yasası gibi beni bu günlere getirdi ...Çok yorulmuştum hayatta hep birilerinin sevgisini istemiştim ama artık dingin ve huzurluyum ...Kısa vadeli hayallerim gerçekleşti ...yeni hayaller yeni hedefler koymalıyım kendime ...Bir hayalim daha gerçekleşecek önümüzdeki hafta mutfakta tadilat var birtek mutfak kalmıştı yapılmadık oda yapılınca süper olacak ...

Ben çekim yaparken en olabilecek şeylerden başladım ,oldukça insan daha güzel çekimler yapıyor ...İnsanlara çekim yap diyorsunuz hemen havuzlu villa jip istiyor ...Ben iki türlü çekimler yaptım ütopik ve olası diyede ikiye ayırdım ...Olası çekimlerimin büyük bölümü oldu ...Bu mutfak bir yıllık bir çekimdi mesela ...diledim ve bekledim ...

Ütopik olanları anlattığım kişilerde olursa diye düşünmeye başladılar ...Ben bile onlar kadar inanmadım olacaklarına işte bu yüzden ütopik dedim onlar olursa ben bile çok şaşıracağım...Belki gerçekten inansam olacaklar kim bilir ...Ama en ütopik hayalim gerçekleşti eşim işe girdi ...artık kendisi bile ümidini kesmişti ...ütopik bile olsa ben ümidimi kesmemiştim...Benim ütopik hayallerim hani size lotodan para çıksa ne yaparsınız sorusuna verilen cevaplar...Kimbilir belki çıkar ve ben hayallerimi gerçekleştiririm, hazır bulunsularda...

Artık aclı ağlamalı flimler seyretmiyorum ,şarkılar dinlemiyorum ...Hayatta karşılaştığım acılara olgunlukla katlanmayı öğrendim ...Annemi kaybettiğim zaman sabrettim acımı içimde yaşadım ...bir gün hepimizin öleceğini kabullendim...