26 Mart 2010 Cuma

Günaydın günlüğüm


Geçen pazar Eskişehire gittik,hem iş hemde gezme amaçlı iş kısmı çabuk bitti...Başladık gezmeye Eskişehir çok güzel bir sayfiye yeri gibi olmuş ...Belediye müthiş iş çıkarmış ,porsuk çayı civarı çok güzel olmuş gondol vegezi motoru çay boyu çalışıyor ...İki taraftada cafeler var ...Birde çok genç bir şehir nereye baksanız gençler var ,bütün dükkanlarda neredeyse genç kızlar çalışıyor ...

En özel olanıda ilk yapılmış olan otomobil olan Devrimi ziyaret edişimizdi ...Demiryolları lokomotif fabrikasının bahçesinde idi...
İnsan kendi gücünün farkına varıyor, gurur duyuyor ...

Çi böreklerimizi yedikten sonra düştük Ankara yollarına...Bu yolu hiç sevmem bomboş bozkır çıkar karşınıza ...Sivrihisarın tepelerikarşınızda ...Beni bu yolda araba tutar belkide ondan sevmem ...Bir yolculuk dönüşü eşimle biraz birbirimizi hırpalamıştık sivrihisara geldiğimizde otobüs beni tutmaya başlamıştı ondan sonrada hep tutu ...Bakın bir EFTlik konu daha ...Hatırladıkça yapıyorum buda birikimlerden kurtulmamı sağlıyor...

Bu hafta benim için yoğun geçti kendime biraz birşeyler diktim penye triko kumaştan...henüz hepsi bitmedi ...

Bu arada melek çalışmaları yapıyorum midemde sanki kocaman kayalar var asılmışlar gibi hissediyorum ...Bir çok kişi ile eterik bağımı kestim çok işe yaradı yine hayır diyememe dönemine girmiştim ...Artık benden fazla birşey istemiyorlar veben de hayır diye biliyorum...Bu çok rahatlatıcı bir duygu ...

Bazen bakıyorumda ne çok ben diyorum diye düşünüyorum ...Acaba bencilmiyim diyorum ancak ben kendime diyorum kendimle işim ...Benciller başkalarına ben diyip kendi istekleri olsun istiyorlar kendi işlerinden çok başkalarının işlerine burunlarını sokuyorlar veya başklarının yaptıkları işleri sahipleniyorlar ...Boş konuşuyorlar vesselam...

Ne kadar temizlesende kızgınlıklarım kırgınlıklarım var ...Ama artık eskisi gibi kendimi yok saymıyorum önce ben demeyi öğrendim ...Benim sevdiklerim benim isteklerim de göz önünde tutuyor ona göre diğerlerine yetişmeye çalışıyorum....Kendimi seviyorum ben müthiş bir kadınım ...


18 Mart 2010 Perşembe

Günaydın günlüğüm

Dün yorucu bir günün ardından akşam tam çayımızı alıp canım ailemi izleyecekken gelen telefon hepimizi korkuttu ...Arayan Nalandı Efe okulda düşmüş midesi bulanıyormuş eşimle hastaneye götürdüler ...

Onların gelmesini bekledik merakla neyseki bir şeyi yokmuş ancak giderken yine panikteydi,ya ölürsemdiye ...Bir çocuğa ölümü anlatmak ne kadar zor bir şey ...Ne anlatsanız ya fazla geliyor yada yeterli olmuyor ...Bana sorduğu sorulara tatminkar cevaplar verdiğim için birde yazın onunla korkularına EFT yaptığımız için beni görmek istemiş yukarı çıktılar oturduk biraz...

Ona ölümden neden korktuğunu sordum ne söyleyeceğini bilemedi ama herkes korkuyor dedi ...Bende ölümün bir bitiş olmadığını yeni bir başlangıca doğuş olduğunu anlattım nasıl yani dedi hani bilgisayar oynu oynarken nasıl level atlıyoruz yeni bir yere geliyoruz yeni şifreleri çözüyoruz ya dedim işite öyle düşün yaşamıda ...Biraz ikna oldu yanlız busene gördükleri din dersi yüzünden kafayı kıyametin nasıl kopacağına ne gibi felaketler olacağına takmış ...bununda zannedildiği kadar korkunç olmadığını farkındalığımızın artacağını ve bir çok olayla farkındalığı olan inasnların daha kolay baş edebileceğini söylediğimde kendini rahatlamış hissetti bir dahaki karşılaşmalarımızda bu konularda daha fazla soru ile karşılaşacağımdan eminim ...

Bizlere din ve Allah la ilgili konular ne kadar koku vererek anlatılmış ...Hele allah ile olanlar Allah seni ateşlerde yakar ,Allah seni taş eder ,Allahın gazabı gibi...Dün Nalan'nın bir öğretmen arkadaşı sınıftaki öğrencisine eğer kopya çekersen Allah seni cezalandırır demiş arkasından öğrencisi düşmüş sıradn bak gördünmü demiş ...Bir eğitimci bile kendi başarısızlığının cezasını bile Allaha havale ediyor kendi sorumluluklarımızıla yüzleşelim kendimizin farkına varalım ...Bilmediğimiz şeye açık yüreklilikle bilmiyorum diyeleim ...Yasak günah ayıp üçlemesindeki kalıplardan kurtulalım ...

Ben bu üçlemeden çok çektim bu yüzden kendi kurallarım var yasaklarım ayıplarım günah dediklerimde var ancak hepsinin açıklamalrıda var ...En önce kendime açıkladıklarımın arkasında duruyorum ...Böylece benim inandıklarımı çevremde daha kolay kabul edebiliyor veya karşı olduklarını söylediklerinde bende onların kendi fikirlerimi diye sorabiliyorum ...

Ne çok kalıpalarla büyü tülmüş bir toplumuz çoğumuzun kendi fikri bile yok karşısında doğruluğuna inandığı kişinin düşünceleri bile onu yönlendirmeye yetiyor ...Ben araştırmadan kendi iç hesaplaşmamı yapmadan kabul etmediğim şeyleri çoğu kişi beğendiği için kabul ediyor...

16 Mart 2010 Salı

Günaydın günlüğüm

Bu gün burun akıntısı ve gözlerimin akmasıyla uyandım ...Bahar geliyor alerjilerim azar artık kendime yeniden EFT yapmalıyım ...Her sene yeniden yapıyorum bir türlü nasıl başladığını hatırlayamıyorum çok basit bir nedeni vardır mutlaka belkide gözümün önündedir ama göremiyorum ...

Kilo ve alerjilerimin neden lerini bulamıyorum ...Tam işte sorun budur diyip yaptığım şeyler bile asıl sorun olmadığını anlıyorum kaynağını bulamıyorum ...Geçenlerde Bülent uranın faceste bir yazısında kilo konusunda geçmişte aile yenen yemeklerin azlığı veya iyi anların azlığını doldurmak için yemek yiyerek açığı kapattığımız söyleniyordu ...Bu bencede doğru ,bizim sofralarda mutlaka sonu münakaşa ile biterdi ...Geçmişten hatırladıklarım bunlar genelde ...Sakin ve huzurlu bir hayat istemem de bundandır belki .

Pazar günü bizim bebeişlere gittik artık büyüdüler canlarım ya çok şekerler sevmekten öpmekten yorgun düştüler sonunda Alp ne kadar öpersem öpeyim uyanmadı...Mert kuzusu bizi yolcu bile etti çok şekerler...

Bu gün faceste bir yazı okudum ''eşinize bir kitap gibi davranın sıkıcı bölümlerini okumazsanızda olur diyordu ''Hani ararsınız söylemek istediğiniz duygularınızı kelimelere dökemezsiniz ve bir yerde aniden aradığınız kelimeler karşınıza çıkar ya işte öyle bir şey ...Bu ara arayıpta bulamadığım kelimelerdi hislerime tercuman oldu ...

Eşim direk söyleyemediği şeyleri dolaylı sataşmalarla bana dokunduruyordu bu aralar dün güzel bir haşlama geçirdi kendileri ...Sakin ve hanım efendi çizgimi bozmadan ...Ancak sinirlenmiştim niye diye bu gün bu cümleden sonra onun bu saçmalıklarını okumamaya karar verdim ...

Hayat bazen görmemek ,duymamak ,koklamamak ,hissetmemekten ibaret olunca yaşanıyor helede üstüne vazife olmayan şeylere atlamamak geerektiği zaman ...Bunlardan ne çok vazgeçmişim görüyorum ...Dün hayatım değişti sitesindeki günlüğümü okudum ilk başından ne çok duyguyu paylaşmışım mustang rüzgarında esmişim gürlemişim ama hep samimi olmuşum ...

İki yıldır EFT yapıyorum ve gerçekten çok faydasını gördüm çok rahat kendimi ifade edebiliyorum artık sinirlerimi bile kontrol edebiliyorum tartışırken ...Ne çok farkındalıklar yaşadım acıtsada kanatsada ...Kendim ola bilmek çok güzel ...Kendi içinde bir yol gezer olmak çok güzel ...


10 Mart 2010 Çarşamba

Günaydın Günlüğüm

Bu gün yine her zamanki gibi erken kalktım ...
Dün anneme gittiğim için kendimi kötü hissederek uyandım ...Artık hali çok kötü devamlı aynı şekilde yattığı için yaralar oluşmaya başladı ancak bizi dinlemiyor başka tarafa çevirince kızıyor ...Dün ne derse desin yan çevirip yatırdım kırmakta istemiyorum ancak başka çaresi yok biraz kırılır gibi oldu ...Annemin saçlarını kestim kısacık tam erkek tıraşı oldu ...Artık sayılı günlerdeymişiz gibi geliyor bana ...Bunu söylemek için ne kadar erken bir yaşta 66 ...Rahmi Koç 80 yaşında kayak yapıyor maşallah bizimki dünyadan vazgeçmiş ...İnsanlar ne yaparsa kendine yapıyor içimizdeki son nefes çıkıncaya kadar yaşamak zorundayız bunu güçlü bir şekilde kendimizden vazgeçmeden yapmalıyız...

Evvelsi gün evde elektirik pirizinden ateş çıkarak küçük bir yangın tehlikesi atlatım elim hafifçe yandı bir kez daha ilk yardım ve böylesi vahim olaylarda ne yapacağını bilmem işe yaradı yangını büyük bir cesaret ve pratiklikte söndürdüm ...Ama çok korktum ...

Bu gün çikolatalı puding yapacağım içine eti pop kekin vişnelisini ikiye bölüp
koyuyorum müthiş oluyor tavsiye olunur...

Bu gün bizim buranın pazarı ben eskiden pazara gitmekten hiç hoşlanmazdım ... Sevgili arkadaşım Nüket yüzünden pazarları sevmeye başladım onun anlatışındaki hoşluk benide cezbetti ve her pazara gittiğimde onu anarım artık farklı şehirlerdeyiz görüşemiyoruz...Ama onu her zaman sevgiyle anıyorum ...

Bu ara Işık Elçinin rehber rüyalar kitabını okuyorum yeni başladım bakalım benim hayatımda hangi kapıları açacak ...Bu kitabı kızım okuyup bana anlatmıştı bende ilk rehber rüyamı görmüştüm ...Hayatımın zor bir döneminde unutmak istediğim anları hatırlamış ve üstünde EFT çalışması yapmıştım ...

Birde bu ara bazı kişilerlele olan eterik bağlarımı kesmeliyim beni rahatsız etmeye başladılar ...Bu konuyu iyice araştırmalıyım...

3 Mart 2010 Çarşamba

Günaydın günlüğüm

Sabah erkenden güneşin doğuşunu seyerttim...Ben evimin sabah veya akşam güneşin doğuşunu veya batışını gören bir manzaram olsun isterdim ...Ancak küçük bir aralıktan güneşin doğuşunu seyrettim çok mucizevi bir şeydi...Sabahın huzuru ve sükununu yaşadım...

Dün benim kuzulara gittim üstümde hala kokuları duruyor canlarım ya çok tatlılar...Dün ben derginin sayfalarını çevirirken Mert sanki sayfaları onun için çeviriyormuşum gibi farkındaydı ...Daha sonra bir hikaye kitabını önüne tutuğumda heyecandan eli ayağı titriyordu ...Alp kuzusunun umrunda değildi...Artık iyice büyüdüler iki gün sonra dört aylarını dolduracaklar ne kadar çabuk geçti deniyor ama hiç kolay geçmedi ...Sürekli koşuşturma ve her an yeni birşey öğrenme ile geçen bir dört ay ...

Bu gün annemin doğum günü ...Ben liseye giderken annemin belkide hayatında ilk doğum günü kutlamasını yapmıştım ...Okuldan dönerken filamingo pastanesinden ona bir yaş pasta almıştım en çikolatalısından ...Sonra gümüş bir şekerlik almıştım ...Yıllarca evimizin baş köşesinde durdu ...Eve gelirken bindiğim otobüs bozulmuştu ama eve ulaştım ve anneme hediyelerini verdiğimde ilk defa annemin duygulandığını gördüm ...

Bu yaşadığımız doğum gününden sonra her yıl annemin doğum gününü kutlar hale geldik ... Bu senede annemin birazdan doğum günü kutlayacağım ...artık hayattan elini eteğini çekmiş bir insana bir şey alamıyorsunuz ama yinede kutlamak onu mutlu ediyor...

Bu gün anneannemim ölüm yıl dönümü ayrıca ...Ne kadar güçlü bir kadındı hani en Osmanlısından ...Sevgiside yergiside şiddettli idi hiç çekinmeden içinde ne varsa söylerdi ...Bundan sekiz yıl önce kaybettik anneannemi dayım ve benim kollarımızda öldü ...Ben hayatımda daha önce hiç bir ölüme şahit olmama rağmen hiç korkmadım ...Belkide sevdiğim birini yolcu etmenin telaşındadı...Bütün vazifelerimi annem ve kendi adıma yapmanın iç huzurunu yaşadım ...Arkasından hep sevgiyle andım ...Beni çok sevdi hatta kendi çocuklarından bile onun en kıymetli gül reçellerinin aşılarını bile yememe ses çıkarmadı ...Şimdi ben gül reçelini ve güllü lokumları anneannemi anarak yerim sanki gül kokardı benim anneannem...Canım mekanın cennet olsun seni seviyorum güçlü güzel ve birazda huysuz kadın...

Bazen hayat geçmişten bir anı ,bezen güzel bir tat ,Bir koku,bazende acı olarak karşımıza çıkıp burnumuzun direğini sızlata biliyor ...

İki gün öncede teyzemin kızının doğum günü idi ben orta okula gidiyordum doğduğunda ...Teyzem doğuma gidince ben bebeğe yelek öreceğim diye tuturup bir gecede yelek örmüştüm yeni bebeğe ...Hastaneden geldiklerinde dünyalar güzeli bir kız bebekti yeni bebek ...Sakin huzurlu ve az şikayetçi oldu hep ...

Bu sene doğum günlerini kutlarken hep anılarım canlanıyor sevdiklerimle ilgili ...Canlarım hepinizi çok seviyorum iyiki benim sevdiklerimsiniz...