29 Kasım 2008 Cumartesi

GERÇEK YOLCULUK KENDİNE YAPILAN YOLCULUKTUR.

Bu gün kalkmış şöyle günlük gezintimi yaptığım sırada karşılaştım bu yazıyla çok hoşuma gitti paylaşayım istedim .
Simurg bir masal kuşudur,kimine görede zümrüdü ankadır.Uzun boynundabeyaz bir halka bulunan,safransarısı tüyleri olan,güzel sesli ,insana benzeyen bir kuş.
Kuşların sultanıdır.Kafdağının ardında yaşar.
Efsaneye göre,kuşlarsultanlarını bulmak üzere toplanıpyola çıkarlarbir gün.Yol uzun yolculuk zordur.
Aşk denizini geçerler önce...
Ayrılık vadisinden uçarlar...
Hırs ovasını aşıp...
Kıskançlık gölüne saparlar...
Kuşlardan kimi aşk denizine dalarlar.Kimi ayrılık vadisinde kopar sürüden.Kimi hırslanıpdüşer ovaya .Kimi kıskanıp batar göle.
Yolculuk bittiğinde kafdağının ardına sadece 30 kuş vara bilmiştir.Lakin sultanları Simurg'u bulamazlar.
Sonunda sırrı sözcükler çözer.Farsçada Sİ ,30 demektir.MURGda kuş demek .
30 kuş analarlarki aradıkları sultan kendileridir.Kendi küllerimiz üzerinden yeniden doğa bilmek için kendimizi yakmadıkça, herbirimiz birersimurg olmadıkça bataklığımızdan ,kafeslerimizden,tüneklerimizde yaşamaktan kurtulamayacağız.
Ve gerçek yolculuk kendine yapılan yolculuktur.

Ben daha önce okumuştum ama bugün okuduğumda bazı şeyler yeniden yerlerine biraz daha oturdu .İçimizdeki beğenmediğimiz yanları yok edip en acımasız eleştiriyi kendimize yöneltebilmeliyiz ki yok olup yeniden doğa bilmek için içimizde yer açalım .
Bizler kendimizle uğraşmaya başlayınca hayatımızdan ne çok şey değişecek ve ne güzllikler yaşayacağız.Hayata güzel gözlerle bakmayı öğrendikçe sevmeyi hemde koşulsuz sevmeyi öğrendikçe göreceğiz bir sürü yeniden doğuş .Ben bu aralar kayıplarım için üzüldüm ancak onlarla yaşadığım güzel anlar ve bana verdikleri güzelllikler benim koşulsuz sevgime olan katkılarından dolayı hepsine teşekür ediyorum.
Kimi ölür ,kimi gider, kimiyle yol ayrımı yaşarsınız ancak bütün giden sizde iz bırakır .Bu ara içtiğimiz bir su için ,söylediğimiz güzel bir söz için bile olsa bana hakı geçen ve benim hakkım geçen herkese şükrediyorum ne çok şükredecek kimsem varmış .HAYATA BIRAKTIĞIMIZ İZLER GÜZEL OLSUN .diyorum .

28 Kasım 2008 Cuma

Hayat ne güzel kendi akışında gidiyor lakin biz insan nesli illaki o akışı bir bozmak zorundayız.
Dün yine anneme gittik .Benim annem 95 yılından beri MS hastası.İlk hastalandığı zaman daha ülkemizde hastalık bilimiyordu anneme tanı koyabilmeleri zaman aldı .Bu hastalığın belirtileri çok farklı oluyor .Beyin sıvısı içinde oluşan lezyonların sertleşmesi sebep olduğundan hangi merkezi etkilerse o bölgede belirti veriyor bu yüzdende tanı koymak zorlaşıyor.Annemde ilk belirtiler görme bozukluğu ve ayaklarında uyuşmayla başladı .Bizde annanem romatizma hastası olduğu için annemde öyle olacak diye onu yürümeye zorladık ve bu hastalık için yorgunluğun iyi olmadığını sonradan öğrendik.Annemi hastalığını öğrendiğimizde hepimiz şok olduk ve hastalığı tanımak için araştırma yapmaya başladık.Öğrendiklerimiz pek iç açıcı değildi ama bizleri teselli eden yaşının ileride olması idi .Annem hastalandığında 48 yaşında idi.Buda hastalığın yavaş seyretmesine neden oluyor.Ancak anneme uygulanan kortizon tedavisi ve annemin hastalığını çok sevmesi annemde hatalığın ağır yıkıntılarına neden oldu.
Şimdi hayatan vazgeçmiş kendini bırakmış artık ölsemde kurtulsam modunda yaşayan biri haline geldi ...
Bizler için onu öyle görmek üzücü elimizden birşey gelmiyor.Bizler uğraşıp çabaladıkça kendini birazdaha bırakıyor.Nerdeyse onun için bile yaşamamıı isteyecek .
Hayat yaşamak için güzel bizlerde son nefesimize kadar hayatımızı iyi yaşamakla yükümlüyüz.Hayata başımıza herne gelirse gelsin kendimize bir yol bulup yaşamımızı sürdürmeliyiz.
Dün bakıcı ile ilgili sorunlarımızı dile getirdik .Ben hayatımda hiç bukadar garip bir insan görmedim 37yaşında üçtane çocuğu olan ve hiç bir işten haberi olmayan tek mahareti annemi hoş tutmak olan bir insan ...Annemle iyi anlaştığı için çıkaramdığımızı dün anneme anlattık ve kendisini ikna etmemiz akşamı buldu.Akşamüstü babamla konuştuk ve değiştirme kararı verdik .Önümüzde sınavgibi aşılması gerken günler var.Ben elimden geldiğince bu konulara karışmamaya çalışıyorum .Ancak yinede hiç birimizin tek başına verebileceği bir karar değil .Bu yüzden hepimiz haftaya toplanıp bir karar vereceğiz.Hadi hayırlısı...

Bu ara benim için yoğun ve üzücü geçti ve yine diz ağrım arttı .Kendime EFT yaptığım bir olayda biraz azalmıştı ancak yeniden nüksetti.Ben sakin olduğumda kendime yine bir EFT seansı düzenleyim .Bazen kendimi ihmal ediyorum.Herne kadar kendimi ihmal etmeme kararı alsamda yine ihmal ettim.

26 Kasım 2008 Çarşamba

BUNDNA SONRA YAŞANACAK YENİ GÜNLER BENİM İÇİN ÇOK GÜZEL OLACAK.

Dün benim içimde çok değişik duyguları bir arada yaşadığım farklı bir gündü.Ağladım ,güldüm ,coştum taştım hatta birazda korktum bile.Ben ne ilginç bir insanmışım meğer.Gördüğüm sahtelikleri iki yüzlü bakan gözleri dokununca hissettim kim ne hissediyor nasıl bakıyor .İnsan sağken yapmadığını bırakmayanlar ölünce kördü kömür gözlü oldu misali mangalda kül bırakmadılar vay be...
Ey hayat sen beni ne çok denedin dün duyduklarımı sindirmeye çalışıyorum .Rıdavan abim en karamanından hemde.Bana neçok şey söyledin ve benim sanki içimi döktün .Bu günden sonra bir çok şeye hazırlıklı olmalıyım .Hayat bana iyilikler ve huzur göstersin.Kendim ve çocuklarım için herşeyin iyisini istiyorum .Sevecek insan bulmayı ve bulduğumda sınırsız sevmeyi seviyorum .Hayatımdaki rağmen sevgimden dolayı kendime şükrediyorum.
Eğer tahmin ettiğim bir şey doğru çıkarsa kendime yuh diyeceğim yani...Şimdilik kimseyle paylaşmadım ama yakında kokusu çıkar nasılsa.Hayata yapılan hiç birşey saklı ve gizli kalmıyormuş meğer diyeceğim ozaman .Benim hayatımda kendime sakladıklarım veya kimseyle paylaşmak istemediğim çok özellerim oldu ancak sırlarım olmadı .Kimsenin neyaptığı ile değil kendimle ilgilendim ve daima da dürüst oldum .Şimdilerdede benim içimde ve yaşadığım hayatta içimde hiç bir olumsuzluğu barındırmıyorum içimden ve hayatımdan akıp gidiyor diye bir olumlama yapıyorum.Benim hayatımdan sanki akıp gidiyorlar...

HAYATIMDA YENİ YAŞANACAK BİLİNMEYENLERE MERHABA.

25 Kasım 2008 Salı

Oysa ben bu sonbaharı sevmiştim.

Ben bu sonbaharı gerçekten çok sevmiştim .Bu günlerde ardarda aldığım ölüm habarlari beni çok üzdü.Önce genceçik bir delkanlının teknik bir arıza nedeniyle asansörden düşüp ölmesiyle başladı eşimin akrabası idi hiç görmediğim halde çok üzüldüm.Sonra eşimin teyze kızı sanki ablasıydı .Kendisi müthiş bir savaşçı idi.Onu kanserden kaybettik çok zor olan kolon kanseri .Onu hatırladığımda her zaman halinden memnun bir yüz olarak hatırlıyorum .Hayatı boyunca çok sıkıntı çekmiş bir çok kişiye emek vermiş hiç şikayat etmemiş hep neşeli haline şükreden ve hayata pozitif bakabilen nadir insanlardan biri idi.
Dünde başka bir sevdiğimi apartmandaki tek komşumu kaybettim .Oda göğüs kanseri ile başlayıp karaciğere kadar yayılan bir şey yaşadı.Oda hayatı boyunca mücadele etmiş çok sıkıntılar yaşamış hiç yılmamış biraz huysuz lüzümsuz yere titiz çok konuşan ancak yüreği çiçeğe böceğe sevgi dolu insan seven kocaman bir yürekti.Bende çok eğlendiğim kekimeler bırakıp gitti .Hani dediğim dedik insanlar vadır ya işte öyle idi.Hollandya holandıra ,Küfürbaz yerine kükürgen,sarışın yerine sarışengibi kendince değiştirdiği kelimeleri vardı .Ankarada ailesi olmadığı halde ne çok sevdiği varmış yoldan geçen bazlama satıcısı bile gelip öldü diye üzüldü benden ne çok alırdı sırf yardım olsun diye dedi .Sanki kendinin çoğu zaman yardıma ihtiyacı yokmuş gibi.
Hayatımdaki bu iki kadınıda çok sevdim ikiside beni çok sevdi .Onları hatırladığımda hala yüzümde kocaman bir gülümseme var.Ne mutluki zor ama güçlü bir hayat yaşadılar hayatın onları alt etmesine izin vermediler .Herkesi çok sevdiler sevgilerinde karşılık yoktu,içlerinin bir tarafı hep çocuk kalmıştıki hayata bukadar güzel gözlerle baka bildiler.Canlarım Allah size rahmet etsin mekanınız cennet olsun .Şu üç günlük dünyada bana karşılıksız sevgiyi tattırdığınız için ve benim hayatımda yer aldığınız için iyiki vardınız ne mutlu bana ...

24 Kasım 2008 Pazartesi

Kendimle olan uğraşımda öğrendiklerim.

dün defterimi karıştırırken ilk yazdığım yazı olarak karşıma çıktı Abraham Lincoln tarafından oğlunun öğretmenine yazdığı mektupla karşılaştım .Bu mektubu ilk okuduğumda çok etkilenmiştim çünki ben çocuklarıma orada öğretilmesi istenen bir çok şeyi öğretmiştim zaten .


ABRAHAM LINCOLN'IN OĞLUNUN ÖĞRETMENİNE YAZDIĞI MEKTUP
.
Öğrenmesi gerekli, biliyorum, tüm insanların dürüst ve adil olmadığını... Fakat şunu da öğret ona, her alcağa karşılık bir kahraman, her bencil politikacıya karşılık kendini adamış bir lider vardır. Her düşmana karşılık bir dost olduğunu da öğret ona.
Zaman alacak biliyorum, fakat eğer öğretebilirsen ona, kazanılan bir doların bulunan beş dolardan daha değerli olduğunu öğret. Kaybetmeyi öğrenmesini öğret ona ve hem de kazanmaktan neşe duymayı.
Kıskançlıktan uzaklara yönelt onu. Eğer yapabilirsen, sessiz kahkahaların gizemini öğret ona. Bırak erken öğrensin zorbaların görünüşte galip olduklarını... Eğer yapabilirsen, ona kitapların mucizelerini öğret. Fakat ona sessiz zamanlar da tanı; gökyüzündeki kuşların, güneşin yüzü önündeki arıların ve yemyeşil yamaçtaki ciceklerin ebedi gizemini düşünebileceği...
Okulda hata yapmanın hile yapmaktan çok daha onurlu olduğunu öğret ona. Ona kendi fikirlerine inanmasını öğret, herkes ona yanlış olduğunu söylediğinde dahi... Nazik insanlara karşi nazik, sert olanlara karşı da sert olmasını öğret ona... Herkes birbirine takılmış bir yönde giderken kitleleri izlemeyecek gücü vermeye çalış oğluma...
Tüm insanları dinlemesini öğret ona, fakat tüm dinlediklerini gercçeğin eleğinden geçirmesini ve sadece iyi olanları almasını da öğret.
Eğer yapabilirsen, üzüldüğünde bile nasıl gülümseyeceğini öğret ona. Gözyaşlarında hiçbir utanç olmadığını öğret. Herkesin sadece kendi iyiliği için çalıştığına inananlara dudak bükmesini öğret ona ve aşırı ilgiye dikkat etmesini...
Ona kuvvetini ve beynini en yüksek fiyatı verene satmasını, fakat hiçbir zaman kalbi ve ruhuna fiyat etiketi koymamasını öğret. Uluyan bir insan kalabalığına kulaklarını tıkamasını öğret ona ve eğer kendisinin haklı olduğuna inanıyorsa dimdik dikilip savaşmasını öğret. Ona nazik davran, fakat onu kucaklama, çünkü ancak ateş cçeliği saflaştırır. Bırak sabırsız olacak kadar cesarete sahip olsun, bırak cesur olacak kadar sabrı olsun. Ona her zaman kendisine karşı derin bir inanç taşımasını öğret, böylece insanlığa karşı da derin bir inanç taşıyacaktır. Bu büyük bir taleptir, ne kadarını yapabilirsen bir bak bakalım. O, ne kadar iyi, küçük bir insan Oğlum...

Sizlerlede paylaşmak istedim.Ben çocuklarıma özgürlüklerini verdim ancak bunun yanı sırada uyulması gerken kurallarıda öğrettim .Hayatta kuralsız yaşanmaz kurallara uyacağız diyede daha büyük duvarlarda örülmesine karşıyım.
Ben kendime nick alırken ne çok düşünmüştüm .Mustang başı boş özgür at demek .Bende hayatım boyunca özgürlüğüme çok düşkün yaşadım .Kimi zaman kendimi dört duvarın içine hapsedilmiş gibi hissetsemde orada bile özgür yaşamanın yollarını buldum .Ben arkadaşlarım tarafından sevilen ve saygı gören biri olarak yaşadım.Benden bir çok arkadaşım etkilenmiştir ve sanki benim rüzgarıma kapılmışlardır.Bu isimde buradan doğdu.
Kendimleolan çabamda epey bir yol kaydetmiş bulunuyorum .Bir yıl öncesine kadar bir sürü şeye alerjisi olan bir insandım .Bu gün öğrenmiş olduğum EFT metodu ile bir çok alerjimi yok ettim .Ben geçmişle olan kalın duvarlarımı yıktıkça nedenler ortadan kalktıkça yerine huzur ve dinginlik geliyor.Beni yoran üzen ortamlardan uzaklaşıyorum ve kendimi yaşamaya başlıyorum .Ben içimdeki beni çok ihmal etmişim içimde çok yalnız bir çocuk olarak kalmış .Biz şimdi ikimiz birlikte yol alıyoruz ve kendi sorunlarımıza çare arıyoruz.

23 Kasım 2008 Pazar

Günaydın, Dün ailemle güzel bir pazar geçirdim .Ben eskiden pazarlardan nefret eden biri olarak kendime şaşıyorum .Eskiden bende pazar sendromu vardı.Her pazar dışarı çıkıp bir yerlere gitmeyi isterdim.Şimdilerde nedenini anlıyorum , çocukken anne babamın tartışmalrı evlendikten sonra eşimle olan tartışmalarımız genelde hep pazar günü olurdu .Bu yüzdende tartışma olmadığı günlerde ben hep bir şey olacak mış gibi hissederdim.
Artık hayatımdaki herşeyin kararını ben verdiğim için kimseyi işime karıştırmıyorum ve yaşamın bana verdiği her günün nekadar değerli olduğunu bildiğim için bana verilenlere şükrettiğim için her günümü doyasıya yaşıyorum.Pazar mış salıymış hiç bir günü sınırlandırmıyorum.
Hayatın bana dayattığı muhteşem üçlüyü kendi bilgilerimle yeniden şekillendiriyorum.Ayıp,yasak ,günah üçlemesindeki kemikleşmiş yanlışları hayatımdan çıkarıyorum.Bunu çok kolay yaptım zannetmeyin bu olay benim bir yılımı aldı meğer ne çok kalıplarım varmışta ben farkında değilmişim.
Geleim düne canım babam ve kızkardeşim eşi ile geldiler bende kızımla gittim .Biraz alış verişten sonra birşeyler yemek için alışveriş merkezinin üst katına çıktık.Herşey çok güzeldi biz kardeşimle babamızı yeni tanımaya başladık .Biz küçükken onun çok işi vardı ve annemin etkisi ilede bizlerde uzak kalmıştık.Ancak babam 2002 bay-pas geçirince işlerini bırakmak zorunda kaldı ve kendine yeni hobiler bulmaya çalıştı .Canım babam çok güzel yemek yapar veyeni şeyler öğrenmeye açıktır.Dünde sohbetler ettik ve herbirimiz çok mutlu olduk .Dün geçmişimdeki yaşadığım ve hatırlamak istediğim iyi günler albümünde yerini aldı.
Ben eskiden ne çok hüzün biriktirmişim meğerse üzgün olduğumda mutlu günlerden birini hatırlamak istesemde hiç birini hatırlamıyordum ancak son bir senedir mutlu günleri biriktiriyorum v e ne çok mutlu günüm var.Bana bir çoğu mutlu kahakahalar attırıyor .
Bizler kendimiz için yaşamayı bilmediğimizden hayatan neçok şey kaçırmışız meğerse .Bize dayatılanlardan kurtuluncaya kadar neçok zaman kaybediyoruz veya farkına varmadan geçip gidiyoruz.Ben artık kaybedilenlere üzülmüyorum sadece yaşamam gerkliymiş diyip geçiyorum .Ben hayatımın iplerini elime aldım ve ben kendi hayatımı kendim şekillendiriyorum .
Bu günlerde şu sözü çok kullanır oldum BU GÜNÜN HİKAYESİ GEÇMİŞTE YAZILIR.
Bizlerin geçmişte yaptığımız çekiler bu gün ki hayatımızı şekillendiriyor.Bizler ne düşünüyorsak öyle yaşıyoruz.Herkesin yolu açık ve aydınlık olsun.

22 Kasım 2008 Cumartesi

Merhabalar , yeni başlangıçlar ...
Bu resmi görünce bununla başlayım istedim.Bir kitap okumuştum bikaç yıl önce çok güzeldi .Nüveyreydi ismi, bir ağa kızı iken kendinden yaşlı bir adamla evlenmişti .Kocası sarayda nazırdı ikinci evliliği idi.Hatta Namık kemalin kızıyla evli imiş ve ilk karısından büyük çocukları varmış.Nüveyrecik çok mutlu oldu nazırla çocukları ilede çok sayglı ve iyi oldular hep .Ancak hayat ona hep gül yüzünü göstermedi ve her seferinde yeni başlangıçlar yapmasına neden oldu ve hep şu sözü kendine söyledi:
NÜVEYRE YAYINI GERER OKUNU ATAR VE OKUN GİTTİĞİ YERE KADAR YOLUNA DEVAM EDER VE TEKRAR YAYINI GERER...
Bu resmi görünce bu roman geldi.Bu arada bende bir yol ayrımında idimve bende Nüveyre gibi okun olduğu yere gelmiştim ve yayımı germe zamanı gelmişti .Yayımı gerdim okumu atttım ve işte burdayım .
Biraz kendimden bahsedeyim ben 44 yaşında bir evhanımıyım .İki yetişkin kendileri ile gurur duyduğum evladım var.Lise mezunuyum.Kitap okurum en çokta biyografi aşk ve elime ne geçerse...yanlız kişisel gelişim kitabı çok istememe rağmen en az okuduklarım bir türlü okumayı sevemedim.Bunu tartışdığım kişilerin yorumu çeviri dillerinin pek iyi olmaması olabilirmiş.
Yemek yapmayı,dikiş dikmeyi ,örgü örmeyi severim .Mükemmel ev hanımımıyım ? zaman zaman Kimi zaman coşup kimi zaman yangelip yatatım.
Şu son bir buçuk senedir kendimle uğraşıyorum .Bir arkadaşımın tavsiyesi ile secretle tanıştım hekesin yaptığı gibi büyük bir ön yargı ile okumaya başladım.Ben kitabı okuyup filmini seyerttikten sonra kendimle ilgili ne çok hata yaptığımı anladım.Bizler yetiştirilirken bir çok baskılarla yetiştiriliyoruz.Aile,toplum ,din yasklar günahlar ve ayıplarla .Ben öncelikle bu muhteşem üçlüyü hayatıma ne yaptığını yanlış kullanılırsa nelere sebebiyet vereceğini görüp çalışmaya başladım .Hayatımdan olumsuzluk ifade edebilecek bütün herşeyin yerine olumlu ifadelerle değiştirdim .İlk önce içimdeki ben itirazlar edip çıldırdı sonra bir çok şeyin dayatılarak bu hale geldiğimizi anladı ve birlikte keşiflere başladık .Canımın içi güzel kızım bir kişisel gelişim sitesine üye olmuştu .Banada orası tam sana göre sende gir deyip bilgisayar öğretmeye başladı.Ah canım benim ne çok uğraştı benimle ...Benim için birçok şey öğrendiğim bir yer oldu orası çok güzel dostlarım oldu.Bir çok kişi ile hiç tanımadan birbirimizi sevdik ...Acılarımıza üzülüp sevinçlerimize çok sevinip kutlamalar yaptık ...Ancak bazı olaylar ve vefasızlık benim ve bazı arkadaşlarımın yollarımızı ayırmamıza neden oldu.Okun geldiği noktaya gelmişiz.Ben de yayımı gerip okumu attım ve şimdi sizlerleyim bakalım ok un gittiğ yere nezaman varacağız..