24 Mart 2009 Salı

Pazar günü çok yoğun bir şekilde un köftesi pişirmekle geçti vaybe tam 4 saatimi aldı çok ta güzel olmuştu hepimiz pişmesini sabırsızlıkla bekledik ve yana yana yedik .
Hayata bazı tatlarvardır ya hatırlandıkça özlenen kendinle özdeşleşmiş işte o tatlardandır un köftesi bir nevi tuzlu aşure gibi...İçinde neler yok ki önce bulgurla undan bir hamur yapıyorsun ve minik nohut büyülklüğünde köftelerle işi başlıyorsun ...mantıdan zor.
Sonra bol etli nohut yemeği pişiriyorsun içine haşlanmış yeşil mercimek koyum birada onunla pişiriyorsun en son hamurköftelerini koyuyorsun içine patırma veya çemen koymadan hiç bir tadı olmaz.Sonra bolca maydonoz koyup bir iki taşımda onunla pişirdikten sonra mütiş bir yemek ortaya çıkıyor Biz Develi liler çok yaparız.

Kayseride kış çok uzun olur ve bazen insanların erzakları biter ve kış yolları kapdığı için elindeki ile yetinmek zorunda oluncada böyle güzellikler ortaya çıkarmışlar .Bu söylediğim eskiden miş tabi şimdi herşey en modern bir şekilde var hatta yemekteyiz yarışmasında gördüm soyulmuş domates bile var.Bu yüzden hayal güçlerini kaybetmişler ve yaptıkları yemekler kayserili en beceriksiz insanların yapacakları yemekler olmuş ve kayseriyi çok kötü tanıttılar.

Hiç yorum yok: